Gün gecenin tenhalarından umut ışık topladığı saatlerde
Senli bir odanın duvarlarından damlıyor
aşkSoluğumuz birbirini sayıklıyor
Sonu gelmeyen sözlerimize kahkahalarımız eşlik ediyor
Sarıyorsun beni tenim gibi
Yıldızların gözlerindeki ışıltılar süzülüyor ruhumuzdaki aynaya
İki küçük çocuk gülümsüyor oyunlar oynuyorlar kendi dünyalarında
Hayallerimize uzanıyor elerimiz
Solmuş hazanın çeyizinden aşırıyoruz
Baharın avuçlarında uyuyan düşler prensesimizi
Ruhumuza bulanıyor uçsuz bucaksız mavi
Düşlerimizi çizerken gözlerimiz
Büyür okyanuslara dar gelir mavilerimiz
Sanki zaman ışık hızıyla geçiyor
Çadır kuruyor masum duygular
Sevmenin en çıkarsız tonu çalıyor notasız sözsüz sessiz sesiz
Sihir gibi
Beden ruha ruh bedene kenetli
Bebeğin anne tutkusu
Rabbin kulu her haliyle sevmesi affı gibi
Dudaklar değil
Bedenin her zerresi haykırıyor sevdiğini
Gözler bulutlardan meyilli düşmeye
aşk toprağına sicim gibi
Hüzün acıdan uzak
İçimize dolan hava
Dört duvar
Geceyi aralayan ay
Gözlerimizden öpen uyku perisi şahit
aşkımıza
Güneşe ant içti iki yürek susarken dilimiz
O gecenin eteğinden düştüğü sürece içimizdeki
aşkla ona eşlik edeceğiz biz