Aşk Öfkeye mağlup duvarlarda bir damla ter
Kuz akşamlarda
Geceyi gözlerinde hapsetmiş kayan bir yıldız
Terk eden umudun son miğferi sonsuzluğu solur
Yüreklerin vagonlarında suskun bir çığlık
Yorgun
Git gel karmaşasında yenik zaman
Tufan kimliksiz vakitlere savurmakta eylül düşlerini umut kilitlenmedik gözlere çakılmış çivi
Gün batıdan doğar
Ruhun saçaklarından süzülür
Rutubetli karanlıklarına gök kubbeyi tavaf eden muştu katarlarından cemreler
Denge terazi mizan
Emenet
İlk solutan son soluğa sol yana
Aşk anne karnındaki ilk kımıldanışla rabbin boynuna taktığı kolyedir insan denen varlığa
Nefis
Kin öfke tohumlarından şerbet kaynatır zakkum kökü meyane
İçindeki çocuğun naftalinlenmiş gül reçelli diline
Son öpüştür gri bir tebessüm ilişir dudaklara
Ya beyaz ya siyah örtüyle kapanır tüm renkler gözlerindeki perdede
Aşk kanattır sınırsız mucizeleri der diye yüreklerde
Bilinmese de ...
Hayırlı seneler umut ve
aşk baki kalsın gönüllerde