/kapısız erkeklerin eşiğidir şiir
geçilmeyi denedikçe kendine
aşk’ın sûreti girer bedene
geçilmedikçe kendine
aşk’ın aslı bekler eşikte/
sessizlik yemini etmiş sokak direkleri paylaşır
kendini yırtmış bir hiçliğin çığlığını
sıra sıra dizilince günah kapıları
eğme boynunu
en öpülesi yerin orası
dudak kapısında bekleyen yalnızlık
geçitte ve uzun yol boyunca
buluşur mahremle
ardına bakma sakın
öl bir daha
nasıl olsa yanacaksın
kesişme noktasında
rujun ağlak eylülle sohbet ederken
ruhumun köprülerinde bıraktığın közle silinecek
uzak yol oynaşı hoşça kal busen
bir açlık kapısı daha var doyurulmamış
sonsuza dek arzu ve tutkuyla
göz kapısı derler ona
baktığımız her ihanet
bizi toprağa daha çok bağlar
yavaş bir çürüme tarafından lanetlenmiş hayatla
an gelir
kalan ömür için çalmaya başlayınca çanlar
aşk sözcüklerimiz göç eder
senin gözünden
benim gözüme
işte o an
tasavvur etmek bile kalmayacak seni
kirlettiğin şu dünya da
vardın mı huzuruma
hemen önünde iki kapı
gerçeğin duası… göz kapısı
aşk’ın bedduası … dudak kapısı
hangisini istersen artık
yeter ki çal/ma kapımı…
alicengizoyunu
(…
aşk’ı bekleyen kapı, sadece sahibine açılır…bir tek kelime ile…)