ne zaman
gözlerin demir atsa gözlerime
bir martı süzülürdü sessizce iskeleme
şafak kızıl eteklerini savururdu denize
alevler sıçrardı
dalgaların reveransı ile yüreğime
-hayatın sarışın bakışları
turuncu bir limana düşerdi-
tutuşurdu özlemle
yediveren açan gülüşler
koyaklardan tuz değerdi ıslak tenime
şahikaya tırmanırken yosun kokulu düşler
dantelli köpükler savrulurdu
sahilin kaygısız kucağına
yakamozlar delişmendi
ağlara takılan umutları
heyamola diye çekerdi gün
gece sefalarına uçan
işvebaz ateş böceği
yakmıştı
aşkın çırasını…
AA