kırdım kalemi…
acıları
ibret-i alem için
buğulu şehrin
ortasında sallandırdım
kapıdan kovdum
bacadan giren hasreti
vuslat zil taktı
yıllarca ardım sıra
gölge olan hüzünleri
kılıç kuşanıp yere serdim
gecenin
zifiri gözlerini bağladım nergislerle
hapsettim
büyük bir zevkle
günün gül kokulu hücresine
aşüfte nağmelerin
dudağından buselik aldım
senler aktı sımsıcak
deltalarına yüreğin
süzüldü sevda
ansızın penceremden
özlem dolu sözcükler titredi
düşler
uzanıverdi
sere serpe
pespembe defterler üzerine
düştü cemre
şiirin usaresine
nağmeler
mavi şehrin
sol anahtarını
sevdaya teslim etti
bahar
ılık nefesiyle dağıttı
buza kesen
takvim yapraklarını
mevsim
yengeç dönencesine
demir attı
değdi gökyüzüne
mutluluğun
ebem kuşağı kanadı
aşk kıvılcımları
şafağa sıçradı...
AA