Ayrılığı besteledim hep şimdiye kadar,
Yani hep kaybettim, malumunuz olsun
Hazan mevsiminden kurtulamamıştım hiç
Yaprakları üşümüştü ruhumun
Sararıp solmuş
Karşılık göremeyen kalbime düşmüştü acısı
aşkın,
Ayrılığın envaini yaşadım
Bilirim nasıl da oturur adamın yüreğine
Uyku haram olur
Geceler yoldaş ve sırdaş olur
Bir de çay olunca o gece vakti
Efkar demlenir
Yıldızlara takılır gözleriniz
Hepsi bir şehri ayin gibi düşer üstünüze
Aman sabah olmasın
Bitmesin gece bu yolculuğumuz
Efkar bitmesin
Çay soğumasın
Annem, babam, kardeşlerim uyanmasınlar
Ben gece yürüyüşüme devam edeyim..
Hepsi eskidendi
Hepsi eski bir hikaye
Bütününü toplasan bir ceviz kabuğu belki
Hepsi bir hayal, hepsi bir ütopya bunlar
Koparılmamış bir takvimin ütopya hayali işte ,
Şimdi sabah
Güneş yükselmiş doğudan
Karanlıklar saklanacak yer arıyor
Ruhumda sessiz bir bekleyiş
Ve gecenin efkarı da sanki kalmamış gibi,
Takvime baktım hala hazan mevsimi
Dışarı baktım bahar gelmiş
Bir şeycikler anlamadım önce
Günlük bir gazeteden fark ettim baharın geldiğini
Ya takvimdeki hazan yalan mıydı?
Ya gece bekleyişlerim, efkarım, çayım…
Sonra anladım ki koparmayı unutmuşum takvimin yapraklarını
Bu yüzden ruhum üşümüş
Bu yüzden geceyi sevmiş, gündüzden korkmuşum..
Şimdi ne hazan
Ne efkar ne de artık ruhumda karanlık var
Saatler vuslatı gösteriyor
Bir heyecan, bir coşku var inadına mazime
Bahara merhaba, merhaba yaz mevsimine
Eskiden ruhuma zindan kent
Şimdi de tutunduğum şehir olan.