Bastığım topraktan utanarak yürüdüm yollarında
Şehrimin bütün gizemli kapılarını sana açtım,
Hasretler çektim içime, sonra
Firakın gelip çöreklendi en senli yanıma bir gece,
Dağ olup üstüme üstüme yürüdü gidişin
Acılar görmüş yüreğimin takati bir tek hayalin
O da heyula, can kavgası, en acılı ölüm armağanı..
Yokluğunun en tenha yerinde
Kırmızı plakalı matemler birikir gözyaşlarımla,
Seyrine tutulduğum yeşil dalgalı özlem
Ve yürüdükçe en onmaz yerime özlemlerin gelip oturur,
Süt mavisi düşler yanaşırken içime
Karanlığa göz kırptım nedensizce!
Seni sözlerden, cananı cansızlardan öğrendim!
Ham umutları kovdum kapımdan pervasızca
Asra yeminler olsun ki
Lal arzularım olmadı sana dair,
Köhne ciltli ama yaldızlı yüreğimin sahibi
En cimri yanımdı seni şiire yazmam!
Senden mülhem şiirim, şuurum
İlmi kalemle tahsil ettim
Bengisu tadında bir dirhem mürekkepte buldum cinanın yolunu!
“Siyahnur”un rahmetin huzmesi oldu,
Gülistanlığımın şehremini!
Gittiğin “kün” emriyle gel,
Kalelerimizin içindeki devşirme subaylar
Keçe külahlıların esiri şimdi!
Vakit yaklaştı
Kutlu bir doğumun sancısını çeker insanlık
Artık güneşten bile daha aydınlık umutlarımız,
Yüzümüzde yusufî bir tebessüm
Gönlümüzde davudî sesli çağlayanlar fışkırır,
Demir almak değil
Artık demir atmak zamanı!
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz