sen konuşunca
akardı zaman ardına bakmadan
tok sesini gürz gibi kullanarak
nutka başlardın ki
üç kelimede nutku tutulan hatipler
utanırlardı söylediklerinden
sen konuşunca
anlaşılırdı her şey
sen ben ve daha neler
çünkü sen
aşkı anardın
aşkın soyut yönünü
somutluğa taşırdın
yalnız o gün gelince
sen mevsimle gidince
ve herşey yarım kaldı
yollarda izin
dudaklarda sözün kaldı
gözlerde yaş damla damla
gönüllerde hüzün kaldı