Hiç bu kadar üşümemişti
yosun tutmuş gözlerim
nerede o ateş topu güneş gözlerin
her mevsimi kara kış sensizliğin
hiç bu kadar üşümemişti ellerim
ısıtmaya yetmiyor
gizli gizli
avuçlarımda biriktirdiğim nefesin
nerede yaşamı okşadığın
seher yeli şifalı ellerin
hiç bu kadar üşümemişti tenim
nerede
aşkın nefhasını yayan
kül sıcağı
şeker pembesi tenin
hiç bu kadar özlememiştim
güneşe hasret alaca şafaklar gibi
duman duman sana hasretim…
ne olur…
ya bir ırmak ol boynuma dolanıver gitsin…
ya bir kelebek ol yüreğime konuver gitsin…
ya da bir kiraz mevsimi
kuşluk vakti geliver, geliver ki, bitsin;
bitsin…! dudaklarımı kanata kanata
kırık kadehlerden yudumladığım
o ölümcül hasretin…