bulutlar inerse yeryüzüne
ince bir zar gibi kaplarsa soluğumu
güneş sönerse şayet birgün
döndüğüm kendi eksenim olmamalı
her zerrem
aşk derken
tutunamazsın yüreğimde
yağma üzerime sevgi diye
umutla yüklenmeyeceksen
kurudu yeşil göller
çamur oldu fosiller
ısıtıyor mu üşümüş tenini
acıya çakılan şimşekler
samanyolundan geçerken düşler
ışık hızından da vakitli ulaşıyor sesler
beden dilinden çözemedim ey gafil avcı
tuzağına düşürdün mü sen de beni
dünyanın perdesinden dalmışım fezaya
yitik bir kürenin içinde aramışım zamanı
seçtiğim resimler renklerin yansıması
ufalanan anlaşılmayı uman sevgi kırılması
uçuk..