Yüzsüzüm yine olabildiğimce.Her ittirildiğimde sanki daha çok bağlanmak marifetmiş gibi uykusuzum hayata.İstanbul'a mektuplar/şiirler yazıyorum doyumsuzca ve herkeresinde üşüyerek uyanıyorum sabaha.İçim acıyarak ve incinerek.Siyasetle sevdayı harman ediyorum akıl hücrelerimde ve kaldıramıyorum.Fazlaca geliyor bana bu yük.
"boğazına geleni sal boğaza.
Boğaz geniş.
Boğaz büyük.
boğaz derin! diyorum.
Göm haykırmaları tepelerden mezarlara,
çağla Çağlayan'da,
tutsak ol emekçi bayramında
ve
yaralı kanatlarını sağılmalara gönder.
Sesini gurbete gönder.
yüreğine bastır ellerini
tutukla,
tutuklat hatta.
Ah! diyorum ah,
olmasa özlemler.
Doğurmamış olsam güvercinlerimi.
terkedilmişliği yaşamasam diyorum
tekrar baharda.
Gülen yüzüme,ağlayan gözlerime
düşmesen diyorum
şu Mayıs'ın birinde.
Düşmesen aklıma,
terketmesen beni
buldum sandığım bu baharda.
Yani bu İLKBAHARDA."
1 Mayıs 2007
İstanbul Eyüp tepeleri
Ne kadar insani bir duygudur beni böylesi harabeden.Can acıtan,onur kıran,ağlatan,şair eden!!!KaHRETSİN
"dokununcaya kadardır
aşk" dedim.Dokun bitsin, kahretsin.
Parmak uçlarım yandı kendi parmaklarımda.Kahretsin.
Kahrolayım ki yaşıyorum umutsuzca.Nedenini bilmediğim,adı konmamış duygularla altüst,uykusuz ve soğuk zamanlarda kendimle savaştayım.Ve daha başlamadan bitmiş bir cenk-in tek mağlubu olarak haykırıyorum meydanlarda.
Dizelerde haykırıyorum ve boğuk çıkıyor artık sesim.
Bir kelebeğin son kanat çırpışı gibi,yavru bir kuşun son nefesi gibi ürkeğim ve üşüyorum.
Sadece bir merhaba istedim.Sıcacık bir selam ile gözlerime bakan bir çift göz istedim.
Ellerime dokun istedim.
Dokun da bitsin kahretsin...diyecektim.
Diyemedim
2 mayıs 2007 istanbul mektupları