barışmak isteyen umutlarımı denizlere attım
lastikle yakılmış bir hıdırellez gününde
şişelere itinayla yerleştirdim
gönderirken körfeze
önce boşlukta gezindiler isteklerim batmadan önce
attıklarımı geri almadan
körfezden çıkıp geldiler sessizlikler içinde
kendimi yargılarken savcı edasıyla
seni nasıl üzdüm elime bir çiçek almadan
bu yüzden
bir senin giderken ki kızgın bakışını
bir beni devamlı döven kimya hocasının bakışını unutamadım
*
önce gözlerim
sonra dilim sürgülendi gidişine
imbatlı körfeze yine bir gemi yanaşıyor
b
aşka bir gemi çapalarını palamarsız alırken
gidenler el sallıyor
gelenler el sallıyor
gözlerimin dolaştığı yerlerde
gidenlerin ayak sesleri kaldı İzmir sokaklarında
bir senin gelen ayak sesin yok gittiğinden beri
bu yüzden
bir senin giderken ki kızgın bakışını
bir beni devamlı döven kimya hocasının bakışını unutamadım
*
İZMİR - 16.05.2006