Yüreğim o kadar genişti ki,
Evrene karşı, yeryüzü kadar büyük,
Halkıma denli, yüreğim kadar!
Düş dünyam Kaf ananın zirvelerinde bulut,
Azmim karlı tepelerde, sıcak pınarbaşları!
Bileğim hançer,
Papak saçlarım,
Çoka çoktan giydim sırtıma ölüm yamçısını!
Hangi seferlerden kaldı bana bilmiyorum!
Kefen entari,
Bacaklarım doru tay!
Nereye koşmalıyım, tutkuların peşinden?
Kavgaların içinde bilenmeli benliğim!
İlkin çokulusluluğumdan arınmalı kimliğim,
-Kabülsüzüm b
aşkalarını tanımaya,
Tanımadan kendini! -
Onun için dalımda olgunlaşmalıyım!
Patlayıp, tomurcuklanana değin,
Onun için sıcaklığını almalıyım, tarihin!
Kırmalıyım kabuğu ve “Gelecek” adında,
Bir çocuk olmalıyım!
Özleme dayanmalı,
Adına vermeliyim kurbanımı!
Sıcak aş,
Sıcak yuva
Ve sıcak uykular!
Aydınlığı kuşanmalı,
Karşılamaya çıkmalıyım ışığı,
Gözlerde parladıkça,
Gönüllerde yaşayacak olan,
Şimdi daha yakın!
Aydınlığa güzel bir yar,
İnsanlar olmalılar ay!
Ulaşamadıkça sonsuz ve güzel,
Ulaştıkça yaşanılır kılınabilen!
Azmin karlı tepelerde, sıcak pınarbaşları!
Bileğim hançer,
Papak saçlarım,
Çoka çoktan giydim sırtıma ölüm yamçısını!
Dansa kalkarmış gibi çıktım meydana,
Hangi seferlerden kaldı bana bilemiyorum?
Kefen entari, bacaklarım doru tay!
Nereye koşmalıyım, ihtiraslar içinde?
Coşkun bir ırmak gibi akmalı mı yüreğim?
Kavgaların içinde ses bulmalı şiirim!
Gecelerin rahminde,
Ay aydınlık makamda,
Ezberlemeliyim,
Yüksek perdeden sesle!
İliklemeliyim beynimin hücrelerine,
Yüreklerin “Özgürlük türküsü”nü,
Belletmek savaş erlerine!