Benim bütün yollarım yüreğime çıktı
yüreğim yangınlardı yalnızlıktı yüreğim
yüreğim kimsesiz bir çocuktu yüreğim üşümüştü
yüreğimden b
aşka sığınacak bir mekanım olmadı benim
yüreğim kimsesiz bir çocuktu yüreğim üşümüştü
düşmez kalkmaz bir allah benim için düşmüştü
düşer kalkmaz bir allah esirgeyen ve bağışlayan yüreğimde çoktan ölmüştü
yüreğim yangınlardı yüreğim üşümüştü
ne zaman atardamarlarımda intiharlar dolaşsa
sızlayan ellerimi kısır memelerin hüznünü okşarken buldum
sancılı gecelerin sanrılı duvarlarına çarparken
yüreğimin sıkılgan hıçkırıklarına boğulur oldum
sakallarıma gizlenmiş özkıyımları sinsice ve nefretle okşayışımı ölümden ve
aşktan anlamayan dostlarım tozlu bakışlarıyla bilgeliğimin şiirselliğine yoruyorlar kırık dökük sözcüklerle dostlarım var mıydı yoksa ben mi uyduruyordum yüreğimden sürgün ettiğim ve çiçeksiz ve dağlarda yitip giden miladıma gömdüğüm müsveddeleri
gecenin bekaretini bozuyorum karanlıkları kanatarak
damarlarımda çağlayan ölümün nabzını tutuyorum
yüreğimde kangrenleşen sorularla çıldıran çocuğu ağlatarak
yarasaların yasalarına göre yaşamak yaşamak değil
bankalar borsalar mobilyalar beyaz eşyalar arasında
bir korkuluk gibi yaşayan
ve yaşadıkça yanlışlarını çoğaltan anılarımın müsveddelerini
hüzünle acıyla ve acıyarak yırtıyorum
ve onurla yaşadığım aykırı yaşantımdan
çığlıklarımı sessizliğime gömerek
yenilmişliğimle usulca çekip gidiyorum.