AŞKIN COĞRAFYASI
Dolu dizgin geçer bakışlarımdan
Tufandan beri yaşanmışlıkları alemin
Himalayalarda
Sıcak yeşil çaya katılan yağ ve tuz
Tibet tapınaklarının çan sesleri
Ve
Budit rahiplerin trans halleri
Tozlu bir kitaplığın raflarında
Yaşlanırken zaman
Götürmez hiç bir şey
Nil vadisi yalnızlıklarının
Üşümüşlüğünü...
Nepal’de bir
aşk tanrıçası
Durur asırlardır öylece
Belki de çaresiz...
Orta Asya bozkırlarında
Deli bozuk bir rüzgâr
Salınır Ötügen’de
Kumru bakışlı
Suna boylu bir yar...
Hıçkırır tarih
Ağlar coğrafya
Dile gelir yazıtlar
Taklamakan sonsuzluğunun
Bozkır yanıklarında...
Bir gerdek gecesi sabahında
Yenilmişti Honoria’nın zehirli
aşkına
Muhteşem Hakan en sonunda...
Çi-Çi Yabgu mu çıkmıştı anayurttan yola
Atilla mı şaklamıştı Avrupa’nın sırtında
Ve
Ne zaman dayandık Viyana kapılarına
Apansız...
Macar ovalarında mı eşinmişti
Küheylanlarımız...
Tuna boylarında mı gezinmişti
Analarımız, kızlarımız...
Türküler mi yakılmıştı
Alişimin kaşları kare diye...
Kırımlı Süyümbike
Gökoğuz’dan Olcay Hanım
Azarbaycan’dan Ahmet Mirza...
Aşklar yaşanmıştı ölümsüzce
Bu coğrafyada...
Avuçlarımda tarihin kanlı izleri
Parmaklarımdan gözyaşları damlar
Güneşin geldiği yerden gittiği yere doğru
Başbuğlar yolculanır
Nisan akşamları karanlığında...
Dudaklarımda can kırıkları
An-a-dolu bu diyar...
Eylül GÖKDEMİR/Asimaral... 1.EKİM.2007