Anıların cirit attığı boş bir odada
kadın canhışar çalan telefonun sesiyle
şimdilik var olmak zorunda kaldığı dünyaya döndü
eli ahizeyi sahiplenir gibi yakalayıp kulağına yapiştirdi
ve;
Alo dedi
sesinde korkunun tınısı dansederken
titrememesine özen gösteren o şuh kahkahası
ahizenin kenarına yapıştı.
Eteklerinden sarkan eski bir gölgeydi telefondaki
beklediği
beklemekten nefret ettiği
duymak için bir ömür verdiği o tatlı ses
yine sanki karşısında duruyordu
ve kadın her saniye o boğuk sesde boğulmayı arzuluyordu.
Adam kadından vaz geçip gideli yıllar olmuştu
ve kadın bu yılları tek tek yüzüne örmüştü
bu yüzdendi rahatça kelimeleri sarfedişi
alo derken bu kadar tek düze sesinin çıkışı.
Adam geri dönmek istiyordu
sesi ' bitti ' derken bir zamanlar
soğuk Alplerin rüzgarlarını getirmişti
ve kadın çok üşümüştü.
'B
aşkası var' derken adam
yeni bir hayata atılmanın sevinci sesinde pırıldıyordu
sadece 'peki' demişti kadın
gözyaşlarını göstermemek için içinden ağlarken..
Şimdi 'affet' diyordu adam
utanmasız, mecburi tutar gibi
sevildiğini bilmenin o kendinden emin adımlarıyla
gelmek istiyordu yeniden
kadın çöllerin sıcak rüzgarları gibi nefesini tuttu
özlem karnını dört aylık cenin gibi tekmelerken
geçmiş gözlerinin önünden film şeridi gibi geçti
ölmekle aynıydı aslında kadın için cevabı
son nefesini verir gibi
'hayır' dedi ve telefonu kapattı
adamın bitti derken ki sesi gibi katıydı sesi
yeniden çalsada çevrim dışıydı ulaşılamazdı kadına
aldatılmayı affetmiyordu
aşkne kadar hasret rüzgarları yüzü yıkasada
o yalnızlığın kor gömleğini giyinmişti çoktan...
Ayvazım DENİZ