Aşk gizliden gizliye sarar, öyle bir sarar ki, içine kadar işler, ne sen konuşursun, ne de aşk, bir anlık hırçınlık, alt üst edebilir, büyüleyen masumluğu ...
Kapını çaldığın da aşk, hoş geldin dersin, elini uzatırsın, bir tebessüm edersin, içtenlikle haykırırsın, aşk kelimelerini, ama sadece, aşk denen gerçeğe ...
Gidilen yolda çizilir, aşkın haritası, sağ da ve sol da, sen varsın, ortada gerçeklik, yani aşk büyüsünün, ulaşılmaz tutkusu, sonsuzluk ...