Bugün 27 Nisan 2024 Cumartesi, iyi ki aşk var dünyada...

Ustalardan Şiirler





Habib Neccar dağının üzerinde,
Takla atıyor bir grup güvercin,
Gösterişi seviyorlar ya,
Kimsenin umurunda değil.

Dağın yamaçlarında bir kilise vardır, önemsenir,
4.yüzyıldan beri ayinler süregelir.

Antakya’ya ilk kez geldiğinde Aziz Petrus,
İlk konuşmasını burada yapmıştır,
O zamanlardan beri güvercinler kanatlar gökyüzünü
Ve o zamandan beri dağın bu yüzünde melekler!

***

Habib Neccar dağının yamaçlarında,
Taa Büyük İskender’den bu yana surlar,
İnsanlık ve uygarlık tarihine gösterir,
İskender oğullarının ne denli hizmetkar olduğunu!

O hizmetkarlar ki, bilirler binlerce yıldır işlerini,
Sefa içinde yüzerken ve hizmet üretirken,
Bilirler en güzel şekilde insan kullanmasını!

Amik ovasında üretir Hataylı çiftçi binlerce yıldır,
Turunç, mandalin, portakal ve limon,
Zeytin, İncir ve üzüm,
Getirir ve satar alnının terini, küçücük bir bedele!

Uzun yollardan yorgun gelmiş tüccarda,
Geçtiği dağ, çöl ve bozkırdan sonra,
Soluklanabildiği yegane yer bilir burayı,
Limanlarından gemilerle taşır mallarını,
Uzak ve yabancı diyarlara.

Amik ovası dedik de onu usul bir çocuk gibi,
Sulayan bir su vardır Asi,
Anti-Lübnan vadilerinden doğup,
Ovayı baştan başa yaratır ve deli bir aşık gibi,
Akdeniz’in tuzlu sularına karışır, kaynaşır!

Doğu’nun bu ilginç yurdu, kimler görmemiş ki? Kimler?
Hatiler’ki hem ad, hem tarih vermişler, Hatay’a,
Sonra Hititler’ki Hatiler’in mirasçısı olmuşlar,
Onlardan bu güzel adı kendileriyle yüceltmişler,
Hurri-Mitanniler gelmişler, Urartu ve Geç-Hitit dönemi.

Daha bitmedi neler, kimler gelmemiş ki?
Asur, Pers ve Büyük İskender dönemi.

Selevkos, Roma, Bizans ve Kilikya,
Ermeni, Arap, Haçlı ve Selçuk,
Memluk, Osmanlı ve daha neler görmemiş ki,
Kısa bir dönem Fransız yönetimi!

***

Verimli topraklarda 3 kez ürün alınır yılda,
Yüksek dağlara çıkıldığında karlar altındadır,
Akdeniz’e doğru inişe geçtikçe yumuşar iklim,
Sıcaklık artar, toprak kararır, insanlar renklenir!

Sahi, Antakya bölgesi insanı neredendir, kimlerdendir?
Hıristiyan’dır, Müslüman’dır, Yahudi’dir,
Arap’tır, Türkmen’dir, Çerkes’tir,
Orta Asya’dan aşiret olup iskan olandan,
Arap yarımadası içlerinden ve hatta
Zırhlı ve Haçlı olup Avrupa içlerinden.

Firavni burunludur bir kısmı Mısır’dan,
Fas’tan, Tunus’tan, Cezayir’den,
Ta Yemen içlerinden, Dağıstan dağlarından,
Doğaldır Suriye çölleri ve Lübnan dağları,
Bu bölgeye göç veren pınarbaşlarıdır!

***

Cami ile kilise yan yanadır burada,
Katolik ile Ortodoks, Yahudi ve Arap!
Sünni ve Alevi iç içedir!

Burada Süleyman’ın yıldızıyla,
hilalli yıldız barışık!

Tarihle uygarlık kolkola girmiştir burada,
Ta Fenike’den beri, ticaret ve denizcilik!
Su yolları bitiştirmiştir insanları,
Akıtmıştır aynı verimlilik okyanusuna!

İkinci İskenderiye’dir burası,
Denizin karşı tarafından sonra!

Habib Neccar dağının üzerinde,
Takla atıyor bir grup güvercin!
Burada, işte tam burada ilk kilise kuruldu,
İlk vaftiz yapıldı ruhani atmosferinde,
İznik konsül kararlarına burada karşı çıkıldı,
Nasturiler burada Bizans kilisesinden,
Ayrılma kararı aldılar!

Mekke’den, İstanbul’dan, Kudüs’ten esintiler vardır,
Şam’dan, Bağdat’tan, Kahire’den buraya.

Buranın ruhani zenginliğinde pusula,
Nereyi göstereceğini şaşırır!
Rüzgar nereye eseceğini unutur,
Kah Medine olur ona Kıble,
Kah Roma, kah ta Beyrut!
Ortadoğu dersek, işte tam burası!
Akdeniz dersek kültürlerin buluştukları!

***

Bölge etnik köklerinde Slav kölelerin çocukları da,
Latinler ve Türkmenler kadar vardırlar.
Hıristiyanlığının temelinde Aramiler kadar,
Yahudi kökenli Nasturiler’de!

Bu çeşitlilik, bir karmaşa gibi gözükse de bizlere,
Mutfakta ne kadar durulduğu gözlerden kaçmaz!

Sofra çok zengin, Doğu Akdeniz,
Deniz ve çölün tüm enstantaneleri!
Et ve tatlı çeşitleri birer harika,
Kilo almamaya dikkat etmeli!

Dilce belli ki Arap ve Türk lisanları sivrilmişse de,
Onlarca dilin kalıntıları içinde yüzer, yaşayanlar!

Nusayri Aleviler çokluk gibi gözükse de,
Yabana atılmaz bir kesafet var yukarılarda,
Son yüzyıl içinde, göçebe Yörükan aşiretleri,
Bölge nüfusunu oldukça beslemiş
Halep Türkmenler’i açmış ağartmış nüfusun tenini!

***

Habib Neccar dağının üzerinde,
Takla atıyor bir grup güvercin,
Gösterişi seviyorlar ya, kimsenin umurunda değil.

Güvercinler! Bu kuş gribi mevsiminde ne tuhaf!
Yakarken çatır çatır barbarca insanlar onları,
Ağızlarında insanlığa defne dalı taşıyorlar!

Habib Neccar dağının eteklerinde,
Yeşil pelerinini atmış üstüne Antiokya
Ve gel diyor insanlara,
Çeşitliliğimi ve güzelliğimi keşfet! ..


 
0 oy, 0.00 puan

Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri

Adını Sırılsıklam (1448 kez okundu)
Ağırdı Bedeli (1342 kez okundu)
Başaklar (1293 kez okundu)
Beyoğlu'nda Kafede (1205 kez okundu)
Bi Hortlağin Son İsteğu (1078 kez okundu)
Bugün (1103 kez okundu)
Çağlayışınla (1418 kez okundu)
Çekilmiş Kanda (1172 kez okundu)
Delfi ya da Partenon (1108 kez okundu)
Dön Kocaoğlan (1873 kez okundu)
Ellerimde Soluk Bir Harta (1066 kez okundu)
Kalemlerin Cenneti (1107 kez okundu)
Kar (1056 kez okundu)
Karşı Yakada (1195 kez okundu)
Mirasyedi (1300 kez okundu)
Özgürlük (1134 kez okundu)
Özlem (1232 kez okundu)
Ruhum Sen Yoksun (1555 kez okundu)
Safranbolu (2515 kez okundu)
Şah Aklını Kaybedince (1148 kez okundu)
Saklı Geçmiş (1260 kez okundu)
Semiz ve Tosun (1182 kez okundu)
Sevgili Kedim (1110 kez okundu)
...SI... (1395 kez okundu)
Şiirlerimden Bin Zehirli (1144 kez okundu)
Sınırları Aşmak (1198 kez okundu)
Sürgüne Giden Gemi (1205 kez okundu)

Yorumlar

Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Adınız:
Mesajınız:
 

Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021