Bugün 09 Aralık 2024 Pazartesi, aşk aklın en soylu zaafıdır.

Yarım Kalan Aşk

Tarih Gönderen
Hasta ve yalnız yaşayan bir ihtiyarım.. Eski evimin, tozlu tavan arasına yıllar sonra çıktım.. Çok garip gelebilir ama salonda bile nadir dolaşan, dışarıya hiç çıkmayan bir ihtiyara göre senelerce içi bu anılarla dolu tavan arasına çıkmamama şaşmıyorum.. Bugün uzun bir aradan sonra çıktığım tavan arasında siyah beyaz bir tane resim buldum.. Nemden olsa gerek, bozulmaya yüz tutmuştu.. Bir köşesinden de fare kemirmişti galiba.. (?) Üzülmedim değil ama bu benim kadar yaşlı fotoğrafın başına her ne kadar kötü şeyler gelmişse de yıllar içindeki kızın güzelliğini bozamamıştı.. Kim olduğunuzu merak etmişseniz söyleyeyim.. " Çocukluk aşkım..!" Ama bu çok kısıtlanmış oldu.. Şöyle demeliyim.. Çocukluktan başlayıp, bir ömür boyu süren aşkım.. Bu daha iyi anlatmama yardımcı oldu galiba.. Bu fotoğrafı bulmam beni seneler öncesine götürdü.. Dün gibi hatırladığım o hüzünlü, keşkelerle dolu geçmişimi; o aşkımı size anlatmak istiyorum.. Hem bende bu sayede anılarımı tazelemiş olurum..

Bütün her şey babamın işi sebebiyle taşındığımız yeni şehirde ki yeni hayatımın başlamasıyla o küçük mahallede başladı.. İlk gittiğimizde hiç arkadaşım olmayacak diye çok üzülmüştüm.. 5 yaşında bir çocuk için şaşılmayacak bir düşünceydi beklide.. Eşyalar yukarı taşındığı sırada ben yeni oturma odamızın penceresinden dışarı bakıyordum.. Aslında karşıda ki kıza dalmıştım.. O da cama başını yaslamış beni izliyordu.. Burnundan çıkan havayla buhar yapan pencere yüzünden o güzel kızın yüzünü tam göremiyordum ama çok etkilenmiştim.. Denizlerdi kıskandıracak kadar mavi gözleri, güneşi utandıracak kadar sarı saçları vardı.. Aradan zaman geçti, beraber büyüyorduk.. Aynı okula gidiyor, aynı sırayı paylaşıyorduk.. Hep beraber oynardık.. Babamın her gün getirdiği o en sevdiğim çikolatayı yemiyor, ona veriyordum.. Ama hep bana sen yemezsen bende yemem diyordum.. Onu çok seviyordum.. Bunu ona söyleyemiyordum.. Sanırım 15 yaşlarındaydık.. Bana geldi ve sen birisini seviyor musun? Diye sordu.. Ardından; "Bak şu kız senden hoşlanıyor.. Aranızı yapayım mı?" dedi.. O an bütün hayallerim yıkıldı.. O beni sevmiyordu.. Öyle bir haldeydi ki benim başkasını sevmemi istiyordu.. Farkındaydı belki de onu sevdiğimin.. İstemiyordu beklide onu sevmemi.. Onu unutmamı istiyordu.. Bende olmayacağını söyledim.. Başkasını seviyorum ama kim olduğunu söyleyemem dedim.. O da arkasını dönüp gitti.. Aman banane onu sevmeme kızmıştı belki de ama umurumda mıydı bu hele ben onu bu kadar çok severken.. Çok düşünmüştüm yakışıklı değildim belki de ya da onun için yeterince iyi bi insan değildim.. Vazgeçmeyecektim onu sevdiğimi bilmeliydi.. Hiç vazgeçmeyeceğimi anlamalıydı..

İki gün geçtikten sonra bana koşarak geldi ve; "Ben bir çocukla çıkmaya başladım.." dedi.. O an yıkılmıştım işte.. Yanında ağlamamak için kendimi zor tuttum.. "Senin adına sevindim." Dedim.. Boğazıma düğümlenircesine.. Sonra yanından koşarak ayrıldım.. Eve gittim.. Başıma yastık basıp ağladım.. Onu sevdiğim ilk günden beri ağlamıştım ama ya bir oyuncak için ya da küçük bir şeker için... Yalnız şimdi öyle değildi.. Büyümüştüm.. Gözyaşlarım bir oyuncak ya da bir şekerle durmayacaktı... Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu.. Galiba ağlarken uyuya kalmıştım.. Artık ne okula gitmek istiyordum, ne de onu görmek.. Evet seviyordum ama o başkasına aitken onu görmeye dayanamazdım.. Bu düşüncelerle onun penceresine bakıyordum ki annem bana seslendi.. Onun geldiğini ve okula gitmek için beni beklediğini söyledi.. Hastayım dedim.. Gitmedim..!! Akşam oldu.. O geldi.. Önce gelmesini istemedim ama annem ısrar edince bende "tamam" dedim.. Ödev yapacaktık.. Ona okulda ne yapacağını sordum.. Bana derslerden bahsetti.. Çocuktan bahsedemedim.. Soramadım.. Her ne kadar merak etsem de.. Yarın sabah yine geldi.. Ben ilk derse gitmeyeceğimi söyledim.. O da gitti..!! Yarın sabah gelmedi.. Bir sonra ki günde.. Artık sokağa bakar olmuştum.. Bir akşam dışarı çıktığını gördüm.. Bana doğru bakmasını bekledim.. Ama bakmayınca seslendim.. "Nasılsın" diye sordum.. O da "İyiyim.." dedi.. "Nereye" dedim.. Çıktığı çocukla buluşacağını söyledi.. Daha bir şey diyemedim.. Bir gün sonra aynı saatte tekrar çıktı.. Yine o çocuğun yanına gidiyordu.. Ağladım.. Her gün çıkıyordu artık.. Ve her gün ağlıyordum.. Pencereden bakmıyordum artık.. Uzaktan, arkasından izliyordum.. Böyle 2 ay geçti.. Artık gözyaşlarım akmıyordu.. Belki de akacak kadar kalmamışlardı.. Bu akşam yine çıkacaktı ve ben onu sokağın sonuna gidene kadar izleyecektim.. Ama gitmedi..!! Belki de ayrılmışlardı ya da sadece araları bozulmuştu.. Ve o gece onu düşünerek uyudum.. Sabah ses ve çığlıklarla karışık bir gürültüye uyandım.. Hemen pencereye koştum.. Ambulans vardı.. Onun evinin altındaydı.. Gözlerimi ovuşturdum.. Evet rüya değildi.. Gerçekti, seslerin olduğu kadar ambulansın görüntüsü de gerçekti.. Hemen kapıya koştum.. Annem ve babam beni tuttular.. Ağladım.. gözyaşlarım bana isyan ediyorlardı sanki.. (?) O an gelen gözyaşlarımın bir şey olduğunu anlayıp aktığını anlamıştım.. Ama ben bir anlam veremiyordum.. Herkes ağlıyordu.. Tıpkı benim gibi.. Ambulansa koydukları insan, o çok sevdiğim kızdan başkası değildi.. O kadar kötü olabileceğim, o yaşadığım sabaha kadar aklıma gelmemişti herhalde.. Ama asıl kötü olan şey; beni kötü bir sürprizin bekliyor olmasıydı.. O da akşam ulaştı elime.. Sevdiğim kızın annesiydi bu.. Bana bir defter uzattı.. O defteri sanki bir yerden hatırlıyordum ama çıkaramamıştım.. Ağlayarak; "Bunu sana vermemi istedi.." dedi.. Tek kelime daha söylemeden odadan çıktı.. Hemen açtım, okumaya başladım.. İçine yazan şeyler şunlardı..

"Bu defteri o geldiği gün ondan almıştım.. O yüzden bu deftere yazmayı uygun gördüm.. O mahallemize ilk geldiği anda hayatıma renk kattı.. Bugüne kadar hep okula beraber gidip, beraber oyun oynadık.. Onu çok seviyorum.. Bana çikolatasını veriyor.. En sevdiği çikolata olduğunu biliyorum.. Beraber büyümüştük.. O da beni seviyordu ama ne olarak..? Bir arkadaş mı yoksa daha fazla mı? Merak ettim sordum.. "Birisini seviyor musun?" diye..Aslında onun, sevdiğimi anlamasın diye bir kızı bahane ederek sormuştum.. Ama "Hayır!" dedi.. Çünkü başkasını seviyordu.. Beni arkadaşı olarak görüyordu.. Arkamı döndüm.. Sevdiğimi anlamış mıydı acaba? Bana kızgın mıydı yoksa? Yürüyerek eve geldim.. O başkasını seviyordu.. Onu kendime aşık etmeliydim ama nasıl? Bütün gece bunu düşündüm.. Bu arkadaşlığımıza ihanetti belki de ama bunu yapmak zorundaydım, Çok seviyordum.. Aradan 2 gün geçti.. "Ona bir çocukla çıkıyorum.." diye yalan söyledim.. Bu kıskandığı anlamına mı geliyordu? Umutlanmıştım doğrusu.. Yarın sabah belki bir şey söyleyecek umuduyla evine gittim ama gelmedi..!! Belki zamana ihtiyacı vardı.. Akşam oldu tekrar yanına gittim.. Ödevi bahane etmiştim.. Ama bana hiçbir şey söylemedi, okulda ne yaptığımı sormak dışında... Ne diyebilirdim ki seni özledim mi demeliydim.. (?) "Ders işledik.." dedim.. Yarın son bir umut kapısına gittim yine gelmedi.. Beni istemediğini anlamıştım.. Sevmiyordu işte, neden zorluyordum ki..? Arkadaşlığını bile kaybetmiştim.. O gün bayıldım.. Annemler beni doktora götürdüler.. Beynim de tümör varmış.. Beni üzen şey; ilerlemiş bir kanser miydi yoksa aşkını ararken arkadaşlığını kaybettiğim çocukluk aşkım mıydı? Galiba oydu.. O varken ölümü bile umursamıyordum.. Çünkü onu canımdan çok seviyordum.. Her gün akşamları kontrollere gitmek zorundaydım.. İlk başta gitmek istemedim ama geri kalan 2 ayımı acı çekmeden geçirmem için makinelere ve ilaçlara ihtiyacım varmış.. Annemler beni sokağın sonunda ki durağın oradan alacaklardı.. Oraya kadar yürüyecektim.. Ne yapalım işten geç çıkıyorlardı.. İlk gün evden çıktığımda onun evine bakmamak için kendimi zor tuttum.. Oraya bakmaya yüzüm yoktu.. Onu hak etmiyordum.. Sanki suçlu bir insan gibi önüme bakarak yürümeye başladım.. Ve biraz yürüdükten sonra bana seslendi.. Neye uğradığımı şaşırdım.. "Nasılsın?" dedi.. "İyiyim.." dedim.. Yalan söylemiştim aslında.. 2 ay yaşayabilecek kadar iyiydim.. Madem ölecektim.. Benden nefret ederken tam nefret etsin.. Beni hep unutsun istedim.. Böylece daha az üzülürdü.. Belki de hiç üzülmezdi.. Yine yalan söylemeyi tercih etmiştim.. "Çocukla buluşacağım.." dedim.. Galiba başarmıştım.. Artık hiç pencereye çıkmıyordu.. Ama bir gerçek vardı ki.. Ben onu hala çok seviyordum.. Keşke onun kalbinde de benim aşkım olsaydı.. O zaman beynimde ki tümörün ne önemi kalırdı ki?? Aradan 2 ay geçmişti.. Hep bekledim, pencereye tekrar çıksın diye.. Her şey için pişmandım.. ama faydası yoktu.. Ona onu sevdiğimi keşke söyleyebilseydim.. Şimdi onu gideceğim yerde bekliyor olacağım.. Onun arkadaşlığını tekrar kazanmak için belki bir şansım olur diye...

Defterdeki yazı burada bitmişti.. Bu son akşam fenalaşmadan önce yazdığı son cümleleriydi.. Artık mezarının başında onu sevdiğimi söylesem de; Onun söylediklerini duyamazdım.. İşte o güzel kızdan kalan bir defter ve gözlerinin mavisini, saçlarının sarısını göremediğim fotoğraftı.. Bir de bu anı..! Hep onu sevdim.. Kimseyle hayatımı paylaşmadım.. Onunla bile paylaşamadım.. Şimdi bir ihtiyarım.. Yalnızlığıma mahkumum.. Belki de Tanrım beni onu yalnız bıraktığım için cezalandırıyordu.. Ama az kaldı.. Yakında bende onun öbür dünya da yaşadığı, beni beklediği mahalleye gideceğim.. Bu kez haykıracağım herkese; "SENİ SEVİYORUM!!" diye..

 
0 oy, 0.00 puan

Yorumlar

Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Adınız:
Mesajınız:
 

Benzer Konular

Bağlantılı Etiketler:
, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ...

İlgili Olabilecek Sayfalar:
Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021