Mesnevi’de gizlenmiş, Hüsn ü
Aşk’ta aşikâr;
Ruhumuzdan beslenen
Esrarlı bir âlemin, habercisidir rüzgâr.
Sanki elestten bana, aşina olan bir yüz;
Düşlerimde her gece durmaksızın ağlıyor,
Nalişiyle kalbimi, binlerce kez dağlıyor...
Neden diyorum neden?
Sesten ziyade hüznü, hiç aklımdan çıkmıyor.
Aynalarla bu gönlüm bir türlü barışmıyor.
Beklemekte gözlerim uykuyu her saniye,
İçimde çağlayanlar, akıp durmakta yine.
Söylesene Fuzuli,
Firkatin denizinde, neden esmiyor rüzgâr?
Kapıların ardında, bizi korkutan ne var?
Anladım ki sonunda,
İnsanın kendisiymiş, muamma olan duvar!
Her fâni mezarını, kendi eliyle kazar.
Gönül kuşum yoruldu artık kaçacak yer yok!
Hayallerimden b
aşka, yelken açacak yer yok!