Olmakla olmamak
Sadece zıtlığa bir misal...
Ve solmak,
Bir çiçek gibi güneşli bir günde...
İsterse misali yağmur olsun,
Biliyorduk sahtede olsa
Üzgün durmak yasal,
Basıyorduk üstüne,
Duygu kulvarında koşan
Hassas noktalarımıza...
Konu sadece çocukluğun verebildiği
Bir karizma savaşı iken,
Olamadı saçmalıktan b
aşka birşey,
İdrakını tamamlamış görünen
Kişiler ve şahsiyetlerce...
Zaten pekte umursanmayan
Anlaşılamamışlığın edasıydı bu vaka,
Fakat sinesine kabul buyrulmamış,
Kimine gülünç,kimine asabi
Bir yüz ifadesi veren,
Masum gözyaşlarıydı söz konusu...
Hemen bir soru geldi aklımıza,
Tahmini daha en başında iken
Yapılması çok gerekli bir soru...
Kaç kişiyle başlar,kaç kişiyle bitiririz?
Dedik ki;
Yapılması önceden gerekli olan
Bir tahmindi bu soru madem,
Hiç zaman sarfiyatı gibi
Bir ucuzluğa kapılmadık bu yüzden...
Ve bu yüzdendi,
Sağlamasının yapılmasına
İmkan sağlamadığımız
^^En güzel dost,olmayan dosttur^^
Sözüne itimadımızın hikayesi...
Belkide tarafları önceden vardı
Hayatın bozulmaya yönelik...
Şimdilerde diğer yüzü dönmüş
Bir madalyon sayesinde,
Hayat bile yüz tutmuş,
Bozmaya insanları...
Namertler
aşka küstürüyor diye
Aşkı aynalarda aradık günlerce...
Aynalara aşık olmak ise
Kötü bir sevda selintisi idi,
Bize değil de,
Yürek denen hayali kahramana...
Ve sormak gerekti aşıklara;
Uçsuz bucaksız hayatın
Yalnız tek bir rengine
Takılıp kaldıklarını
Çıkıpta söyleyebilirler mi? Diye...