d.
Gül çocuk, gözyaşı ve sen...
...ardına
aşk bırakmış gül-ü hân
gittin diye sitemlidir diyarın
çılgın çizgiler düşürür üzerime her veda
gülemem
ağıtımı handelerden sıyrılıp da duy benim
adını gül-ü hân koymuşum duygularımın
ele güne bir seni söyleyemem
bir seni içime sığdırıp kaybetmişim ben
ayrılığın, bir ölüm...
ayrılığın, son düşen gözyaşıyla müntehâ
bir serencam gölgesine kaçırılan feryadım
...şimdi / sensiz açan yıldızların altında
bir b
aşkaldırıdır gezintilerim
ninni sesleri ağlayışlarımdan kesilir
sabrın zümrüt sinesine gidişin
yangınca umutlar sunar ab-ı hayata
dehlizine düştüğünde bakışlar
kelebekler başucunda oynaşır senin
oysa / dile düşen her satır
sana beni anlatamaz gül-ü hân
e.
...bilirsin
gözyaşlarım yüreğinde kurunur
çığlıklar hançeremde salıncak kurar benim
elvedanı süsler durur hânların aşıkları
seccademde dağlar geçer üstümden
bir derviş duaya kaldırır ellerini her gece
ahuzârımdan...
gül-ü hân / ya sen
hâlâ özlem midir güzelliğin
gülşenin rânâ mıdır
çiçeklere hükümran mıdır adın
gül-ü hân mıdır
ay kadar fer midir ağuşunda mücellâ
gülçe gülçe çizilir mi utancın hâlâ
gülberginde bülbüllerin hanidir?
hangi viran akşamlarda yeldasın
hangi kuytu köşelerde soluğun
bahçesine bir can düşmez kervansarayın
hangi tufan alıp götürür seni
hangi güneş dokunur yapraklarına
senin şebnemin ben olmalıydım
rayihanı koklayan o sağnak da kim?
f.
...farkında mısın
kağıtlar seni anlatıyor yine / gidişini
sana dokunmaya koşuyor
ağıtımı her duyan
gül-ü hân / ardınsıra
geceler gül çocuğun anılarıyla melâl
sevdalar ağlayık düştü intizârından
baharların adı varmış
masalların perdesi çekilirmiş güneşle
gençliğime serüvenmiş her anın
anladım bunu ben
yağmurlar sen gidende dövünür
sen gidende baş döndürür bu rüzgâr
yapraklar sen gidende düşmekte dallarından
ve sen gidende
firar eder
aşk ve eşk
geleceksin diye sen
gittiğin yangınların adını koymamışım
avuçlarım alevlidir hâlâ
kıvılcımlar terkedecek güneşi bir gün
dönsün diye gül-ü hân
farkında mısın?
g.
gülüşünün dağıttığı efgâna
yine de sevdâ mısın?
gidişine inanamam ben / el sallayamam
ay ışığı solar oldu geceden
tuvallerin gözyaşıyla kanadı
gülistanlar kızıl kıyamet şimdi
garip memleketlerin suskun gül çocuğuyum
gidişini resmedemez şiirim
adın birkaç heceyle sınırlı değil
...söylesene gül-ü hân
ipekyolundan mı geçer de yolun
güzeller tomurcuk taşır hep sana
ne gecem bitiyor ne bu ağlayış
gözyaşıma tebessüm akıtır mısın
geceme söylenceni bırakır mısın
yüreğinde dağlar vardır gül-ü hân
bende bir avuç toprak kalmamış
çiçekler cihana nam salıyor
her yeni gün bir nevbahar doğmakta
gül-ü hânsa hep aynı / aynı kalacak
bu yaşam, bu yalnızlık, bu gidiş...
ki yaşanır ayrılık, ağlamasana
ağlama be gül çocuk, umutla bak yarına...