TUT ELİMDEN BIRAKMA
Son menzile yolcuyuz, hakka doğru yürüyen,
Dostu anmak istersen, tut elimden bırakma.
Can doğumunda zaman, kalbi alev bürüyen,
Aşkla yanmak istersen, tut elimden bırakma.
Ömrün bir bir geçerek, yıllar merhalesinden,
Usandıysan yalancı, mumun meş'alesinden,
Dert yükü bu devranın, bıkıp meşgalesinden,
Durup dinmek istersen, tut elimden bırakma.
Rahminde tohum saklar, geliş gidişli durak,
Doğum ölüm payında, mevsimi etme kurak,
Önce nefsine gem vur, kapında bağlı burak,
Sabra binmek istersen, tut elimden bırakma.
Hayata üç gün mühlet, dün geçti, belki yarın,
Gün devrini yaşar ya, meşru maksat çıkarın,
Sabah akşam demeden, hayrı makbûle karın,
Yöne banmak istersen, tut elimden bırakma.
Onsekiz bin alemde, neler var, neler yok ki,
Karanlık zûlden kurtul, lâmbanı seyre yak ki,
Gönül gözünden görüp, rüyanda öyle bak ki,
Düşe kanmak istersen, tut elimden bırakma.
Sünnete uygun takva, Kur'an hakiki destan,
Dünyayı kökten söker, Allah
aşkına mestan,
Yer-gök sevgiye doyar, onunla hep gülistan,
Bağa dönmek istersen, tut elimden bırakma.
Bu künhünden değil ki, ne ay ne güneş ziya,
Yörüngeden sapmaz hiç, görevinde vardiya,
Boş yere aldanmadan, yol şaşırtmadan riya,
Nurla sönmek istersen, tut elimden bırakma.
Aşkın özü kalplerde, bakmaz şekle şemâle,
Hak, gönle sevda koyar, kul varınca kemâle,
Yaş döktüğün gözlerden, doya doya cemâle,
Muştu sunmak istersen, tut elimden bırakma.
Şeytanın ateşinden, sökün etmeden duman,
Od yakmayan İbrahim, safında ol müslüman,
Adem'den son Resûl'e, dek korunmalı iman,
Mahfı yenmek istersen, tut elimden bırakma.
Sen eşref-i mahlûkat, ahsen-i takvim, insan,
Dağdan taştan farklısın, olma yer ile yeksan,
Her sebebe merhamet, herbirinde bin ihsan,
Haydi, yunmak istersen, tut elimden bırakma.