Ağla gözlerim ağla
Neyleyim ki derdim sığmaz dağlara
Hüznüm ne bahara ve nede hazana
aşk kokmasa da
Dert nedameti ansa
Ruhum hicranla yufkalaşsa ne çare
Kalbim sahibinden uzaklaşınca, haşyet sağ yanımda
Sesleniyorum işte
Ne kadar gücüm kaldıysa sonunda
Yüreğim dağlansa da, sinem hıçkırsa da Hakk ortada
Nefsim darboğazlarda
İrade yozluğunda heceler ne ola
Kelam hali bulmayınca, zihin bulanıksa şafak uzakta
Cihan tuğyan içinde
Akide telakilerle tarumar edilince
Hüzün sarsıyor işte Kitabı Celil hakkıyla idrak edilince
Zaman maziyi işaret edince
Nesil tarihin ibret sayfalarını bilmeyince
Fetret kimilerince terakkilere kurban edilince süratle
Varlık hürmete tabi olunca
Adamlık varlıkla anlam bulunca, erdem öteye
Silik duvarlarda ki karanlık lekeler servis yapılıyor işte
Merak lüzumsuzluğa gark edilirken
Hilkatin keyfiyeti nedensiz hiç bilinmezken
İnsan kimliği sekülerliğe doğru rağbet edince hederliğe
Doğru gidişatın niyeti aşikâr
Kan gövdeyi götürse ne çıkar, acı var
Anlayan adamlar hani nerede var, maslahatlar ne bahar
Ağlayan gözleri anlayan mı çıkar
Menfaat her yanı kuşatmışsa yar hicran var
Beşerden maada bülbül ah u figan eder kimin derdi yar
Düşünmek lakin netleşmek
Niteliğine hasrederek teneffüs etmek
Akide kimliğinde mücerret bir cehdin gayretiyle gitmek
Kimliğin gailesini çekmek
Mazi ile derinleşmek, ötelerle renklenmek
Nefesin kadrini bilerek sinelerde mefkûreyi hıfz etmek
Mustafa CİLASUN