Sensizliğin pençesine düştüm,
kanadı kırık bir kuş gibi çırpınır dururum,
ansızım gülüşün düşünce akla
unuturum birden lanet yokluğunu,
bataklıktan çekecek bir el görmüş olurum,
inanırım birden kara sevda efsanelerine
sana, bana ve sevgiye.
Sesimin yankısı duvarlarda çınlayınca,
yokluğunun çırılçıplak gerçekliği vurur yüzüme,
tozpembelikler bir anda yok olur
aralandığı yerden siyah perdeler iner gözüme.
Fırtına gibi eser, kasırga gibi yıkarım her yeri.
Korkma ben böyle büyürüm
acım tohumunu yeşertir içimdeki nefretin,
sonra yine lanetler yağdırırım
sana, bana ve sevgiye.
Girdiğim her savaşa yenik başlarım ben
her seferi’nde önce umutlarımı,
sonra da kaderimle olan mücadelemi kaybederim.
Hayata karşı tüm inancımı yitirip
karanlığı kask yapıp takarım beynime,
ensemde kör talihin nefesinin ürpertisi.
Bilirim iblis hep bir adım önümde,
elim her an tetikte beklerim,
tek gardım korkularım olur,
gömülecek bir sevdadır geride kalan,
bir elim de üç kuru gül
diğerin de ise mahşer küreği,
ölü toprağı serperim
sana, bana ve sevgiye.
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz