Seni şiirle kısaltmak zor
Sen yaşam gibisin
Engin uçsuz bucaksız...
Kırk yıllık ömre üç ayrı hayat sığdırmışsın
Kavgalar meydanlarda korkusuzca
Gözü kara atılmışsın ön saflara
Babasının nazlı kızı
Kendini adamış bu yollara.
Sevdalar yaşamış
Büyük kavgası gibi
Bir zamanlar sevmiş bir adamı
Adam sanki masallardan çıkmış beyaz atlı prens
Mutluluk sanmış yaşadıklarını
Her şey önüne serilmiş mal, mülk, para
Rüyadan uyanmış sonra
Demiş bu bir kâbus
Bu ben değilim!
Aramaya koyulmuş kendini
Yine meydanlarda yine ön saflarda
Bu fırtınanın ortasında bulmuş onu
Gerçek
aşkKavgası gibi büyük
Kavgası gibi yüce
Aşk engel tanımazmış
Engelleri devirmiş bir bir
Güneşe gerek yok!
Gözlerindeki ışık aydınlatır ısıtır
Olmuş dünyayı
Belki de kıskanmış doğa bu mutluluğu
Ay ve güneş sönük kalmış çünkü.
İşte bu nedendendir belki de
Baharda çiçekler açacakken
Kara kış gelmiş inadına
Kâbus gibi günler
Gözyaşları sel olmuş denizlere karışmış
Ve farkına varmış ki
Onun da bir Deniz'i varmış...
Deniz ışık ışık
Deniz dalga dalga sarmış onu
Ve Deniz'e öyle bağlanmış ki
Deniz onun büyük kavgaları
Deniz onun büyük
aşkları olmuş.
Bir tarafında karanlık
Bir tarafında uçsuz bucaksız Deniz
Karanlığa bir perde çekmiş...
Ve bir gün bu perde yeniden aralanmış
Yine kâbuslar...
Bir gün aniden
Bir ışık belirmiş nur gibi
Ne olduğunu bilmeden uzanmış ona doğru
Yüreği yeniden çırpınmaya başlamış
Yaşam vermiş ona.
O bir yaşam, o bir can
O bir muratmış
Dilek ağacına bağlanan...
"Filiz'e..."