nisana sığınacağım
sızacağım bir çınara, dallarına elbet
güneşmiş kıblem
gölgemi yolunuza sereceğim
kanayamazsam da toprağına
yapraktan b
aşka kime ne
belki sonraki yağmuru bekleyeceğim
saatler doğruymuş, vakit yanlış
aydan b
aşka kime ne
adında bile hüzün geçiyorken bu şehrin
ay demir, gök kurşun
nereye sığınır gölgesi
toprağa sığınmış bedenlerin
gümüş hançerimi saplayıp yırtıyorken geceyi
haydi şimdi bir şey söyle
aynı kalınlıkta olsun gölgesiyle güneşin
isteyeceğim yok de,
de ki: hüzün yok burada
o gün nisana sığınacağım