İçimi sergileyecek bir vitrinim olmadı hiç.
Bir seyyar satıcı kılığında sevdim seni hep.
Bu yüzden şehrin tüm caddeleri bilir
aşkımı.
Seni mahalle aralarına bağırdım.
Kirli peştamalım anılarıma sığınak,
Papatya desenli tezgâhım hayatımın iskeleti.
Seni, kimsesiz çocuklara bağırdım.
Cuma günleri Pazaryerine
Akşamları lüks semtlere
Gece gündüz çalışıp,
Kurtaracaktım güya icrada olan
aşkımızı ya!
Nafile... İki zabıta el koydu tezgâhıma.
Son taksitinle birlikte sen de gittin.
Şimdi bir ş
aşkın kılığında seviyorum seni.
Ve şehrin tüm ş
aşkınları biliyor
aşkımı.