Bugün 17 Şubat 2025 Pazartesi, seviyorsan, aşıksan, bendensin...

Ustalardan Şiirler



kanatları parça parça bu ağustos geceleri
yıldızlar kaynarken
şangır sungur ayaklarımın dibine dökülen
sen
eğer yine İstanbul'san
yine kan kopuklu cehennem sarmaşıkları büyüteceğim

pancak pancak şiirler tüküreceğim
demek yine ben
limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor
kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler
Yahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkıları
mavi asfaltlara çokmuş
diz bağlıyor
eğer sen yine İstanbul'san
kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan
Sirkeci Garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp
intihar dumanları içindeki Haydarpaşa'dan
Anadolu üstlerine bakıp bakıp
ağlayan
sen eğer yine İstanbul'san
aldanmıyorsam
yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine senin emrindeyim
utanmasam
gözlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani su bildiğim Atilla ilhan'ı
zehirleyebilirim

sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den
tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş
direksiyonlarının koynuna girmiş biçkin şoförler
uykusuz dalgalanıyor

ulan İstanbul sen misin
senin ellerin mi bu eller
ulan bu gemiler senin gemilerin mi
minarelerini kurdan gibi dişlerinin arasında
liman liman götüren
ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
aksamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
neden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyor
antenlerinden
neden
peki İstanbul ya ben
ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy
gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu Abbas
ya benim kahrım
ya senin ağrın
ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi
burgu burgu içime boşalttığın
o senin ağrın
o senin

eğer sen yine İstanbul'san
yanılmıyorsam
koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
Sicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok isçilerine
satir satir okumak istediğim
sen
eğer yine İstanbul'san
eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim

ulan yine sen kazandın İstanbul
sen kazandın ben yenildim
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine emrindeyim
ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa
parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam
hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa
yanılmıyorsam
sen eğer yine İstanbul'san
senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar
göz bebeklerimde gezegenler gibi donen yalnızlığımdan
bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir

ulan bunu sen de bilirsin İstanbul
kaç kere yazdım kim bilir
kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken
1949 eylul'unde birader mirc ve ben
sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık
sana taptık ulan
unuttun mu
sana taptık

 
0 oy, 0.00 puan

Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri

Adım Sonbahar (2918 kez okundu)
Adimla nasil berabersem (2697 kez okundu)
Ağır Kan Kaybı (2526 kez okundu)
Ağustos Çıkmazı (3103 kez okundu)
An Gelir (2217 kez okundu)
Ayrılık Sevdaya Dahil (3025 kez okundu)
Aysel Git Başımdan (2700 kez okundu)
Ben Artık Küsüm (2260 kez okundu)
Ben Sana Mecburum (2902 kez okundu)
Bence Malumdur (3096 kez okundu)
Beni Ararsan (6306 kez okundu)
Böyle Bir Sevmek (2276 kez okundu)
Elde var hüzün (2006 kez okundu)
Elimden Gelen Bu (2237 kez okundu)
Geç Kalmış Ölü (2582 kez okundu)
Güz Söylenceleri (2251 kez okundu)
İki Yüzlü Melekler (1970 kez okundu)
İstanbul Ağrısı (1802 kez okundu)
Mahur Beste (2358 kez okundu)
Mercanlar Uzağı (2329 kez okundu)
Nasıl Bir Sevdaysa (3172 kez okundu)
Sana Ne Yaptılar (2029 kez okundu)
Sen Yoksun (2105 kez okundu)
Sisler Bulvarı (1947 kez okundu)
Yağmur Kaçağı (2258 kez okundu)

Yorumlar

Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Adınız:
Mesajınız:
 

Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021