"İnce saz gaydalarında salınır ceren
Sanırsın zülufdur mehtab sargısı"
Sarsak uzantılarında sevişgen hülyaların
Benzemez çavlan dökülüşleriyle
İhtişamın aksettiği hisar burçlarına dökülen
Yalnızlığın ağır aksak öykünme semaisidir.
Has ağalar korusada Harem efsunlarını
Nice kanlar aklanır göbek taşlarında
Cariye düşlerine sığınmış saltanat davulları
Ölgün yel esintileri olur sultan boylarının
Kös dinlediğinde sessizlik aşıklısı zaman
Dert ürer flamengoların hüzün taradlarında
Süzüldüğünde reçineler bahar uçurtmalarına
Asuda şevk olur bab-ı hümayun entrikaları
Çığlıklar kazınırken Kanlıca kıvrımlarına
Bir
aşk ateşi sarar erguvan dizinlerini
Tarihin hazanlarına saklı eylulsel dokuntular
Sadağından sıyrılmış delişmen gergef işlemeleri olur
Nazarı ValideSultan vari tarasada arşıl cihanı
Nurbahar Hatun döküntüsü gözyaşları sarar gülizarı
“Tiz” vurulan başlar garabetindeki son darağaçları
Ergenlik bilmez Padişah fetvalarına mühürdar olur
Rastık çekilmiş sabahların kör ayazlarına sarılan
Gece yadigarı öfke titremeleridir
Dolunay yayıldığında katre katre benliğine
Çariçeler hülyalanır Uralların sarp zirvelerinde
Umultusu; süregelen karadeniz çırpınışları olsa da
Nihayeti; Dramanın aşılamayacak dar köprülerinde
Sevdanın çözülemeyecek kördüğümleridir
Işın ERGÜNEY