Bugün 07 Mayıs 2024 Salı, sen aşkın en saf halisin.

Ustalardan Şiirler



Ellerine doğmuştuk hevesle
Irağın olduk şimdi senin
Kapılar yüzümüze kapandı bir bir
İnandık ki dünya gelip geçilen yer
Geçip gitmek yaşanacak her şeydir

O ince zekâ, kılcal bilgi
Olabilir saymıyor bizi
Biz ki, gövdesi varsa oyuz dünyanın
Bu yalın ayakları, bu sakar elleri

Bir adacık oluyoruz konduğumuz her yerde
Orada, öbür adaların yanında
Bir adacık, ki herkes bir boz, bir mavi
Kendiyle uğunan kumrularız
Savrulan toz zerresi

Böylece kurtuluyor şehirler vebadan
Lekesi kalmıyor kanın sokaklarda
Çöz kuşaktan ipini, sal gövdeni köprüden
Vücudunu parça parça pazarla
Her şeyimiz soğuğun, açlığın bedeli
Ölüm hemen, yaşam kısa vadeli
Yıldızları kayıp duran gecenin
Koynunda kadınlar ve çocuklarımız
Ölüyorlar birden
Bir eflatun dağ tozu koklayıp koklayıp

Söndür ışığını, sil hatırasını ve kapan
Dönemez ki ufka baktıkça yol gören göçebe
Her daim o yağız incedeyiz, o sarp uzunda
Havlimiz canımızdan taştıkça ülkeden ülkeye
Yolları kesiliyor uygar Roma'nın
Gövdemizden akan sidik, kan, ter, asit
Sınırları eriterek çıkıyoruz her meydana

Kıyıları o cam fanus boşluğa
Çarpa çarpa kırılıyoruz

Ey ukdesi, var kalan her göçebenin
Ey kavuşmak rüyası peygamberlerin
O yüce dağa, bir daha başın diye konsak senin
O yaşlı nuh taşını alnın diye öpsek
Geniş yaylalarda çiçeklensek tür tür
Islansak neşemizin teriyle
Yaralarımızı şarkılara belesek
Şımara taşa kalbimizin bendinden
Bıraksak gemini atlarımızın
Mahpusu olduğumuz bu dışardan
O vakit kurtulur muyuz?

Sor ki, muştusu bizden gelecek
O ki, bir seraptan doğurdu
Kâbuslardan fırlatıp
Kıyımlardan artırdı hayat bizi
Böyle bir havlin kavmiyiz
Açıldık denizlere
O korsan takalardan
Salkım saçak döküldük suyu
Kimimiz dibe çöktü
Kimimiz çöp, dalgadan dalgaya

Hangi şehir ister bizi
Hangi gurbet ev olur
Çıkış nerde, kıyı var mı
İzi var mı umudun yollarımızda
Sor bize
Denizin dibinde demirden mezar
Onu sor
Uykular buz mavi, buz ayna
Salınan kıyısız bir okyanus üstümüzde
Soğuk keskin bir hızar
Bize gelince
Kesikle kırık, ıslakla kavlak
Bize gelince
Kirliyle çıplak

Canımız hayli alaflı, gözler köz
Akıyoruz ırmakları tersin tersin
Püskürülmüş lavız, toplaşıp dağ oluyoruz
Ürpertiyoruz ışıkları renkleri
Yırtarak yüzünü şu mavinin, şu berrağın
Gövdemizi kanırtarak yazıyoruz
Hayatın alın yazısını
Her şeye barbarız, her şeye tufan

Dönüşler kapandı çoktan, zaten biz
Her ufka baktıkça yol görenleriz
Arzumuz, varılacak hayatın tek kayrası
Kalbimiz, ölçüsüz haritası yeryüzünün
Biziz o, vakti gelen yokluk tanrısı

 
0 oy, 0.00 puan

Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri

Adsız (1387 kez okundu)
Anaforun Tarihi (1155 kez okundu)
Atları Seversin Demek (1222 kez okundu)
Boşlukta Bir Akarsu (1146 kez okundu)
Hür Kuşlar Tufanı (1020 kez okundu)
İnsan En İyi (1063 kez okundu)
Kırılgan (1043 kez okundu)
Mamudu Diyor Ki Rimbaud'ya (1329 kez okundu)
Parantez (1535 kez okundu)
Su Gibidir Halk (981 kez okundu)

Yorumlar

Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Adınız:
Mesajınız:
 

Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021