hayat çok garip,bir dakikadan öbür dakikaya ağlayabiliyoruz.
ben en çok içten gülmeleri özledim,yapmacık olmadan sessizce değil kedersiz ve dertsiz bir hayatin başlangıcıyla beraber.
acıları artık bir beyaz tüle sarıp yemyeşil çimenlerin üzerine koyup bırakmaları özledim.
gözlerden akan yaşları kana kana içmeyi özledim,yangın yüreğimi o şekilde söndürmeyi.
mutluluklarıma bir kitap yazmak yazabilmek ki zaten yüreğe kazılmış bir acıya rağmen tükenmez kalemle tükenmeden bitmeden mutlu olmayı özledim.
akan zamanı geriye getirmek değil de çocukken kedersizken büyümek öne almak isterdim o zamanı
evcil acılarımı evden uzaklaştırmak gönlümü koparıp alnıma çivileyip gezmek isterdim
dilimin dökemediği kani onun dökebilmesi için
ben en çok özlemlerimi özledim dobra dobra
tertemiz bir
aşkı beklemeyi,kirletilmiş sevgiyi unutmak değil de,sapasağlam bir sevdayı yakalamak isterdim ağımda
ben en çok hayati özledim yasamak varken her saniye ölümü göze alarak sevmeyi özledim
ben bırakıp gitmeyi özledim,arkama bakmadan ve hiçbir et parçasını geride bırakmadan
evet ben en çok hayatı özledim gerçekleriyle yaşamayı
hadi kalbim biraz gayret ve bırak artık durmayı..