Hangi coğrafyadan
hangi ulustan
hangi dinden
hangi renkten olursak olalım
aynı dilden ağlayıp
gülüyoruz aynı dilden ama
konuşamıyoruz aynı dilden!
Ey insan, biz neyiz?
Aynı çeşmenin aynı kurnasından yıkansak
zemzem suyuyla
vaftiz edilsek
yine de saldırıp ya parçalıyoruz aç kurtlar gibi
ya boğuyoruz bir kaşık suda
birbirimizi!
Ey insan, biz neyiz?
Toplasak 500 yıllık düşüncemizi
doldurmaz bile bir incir çekirdeğini
ama patlarsa yok eder tüm evreni!
Ve bizden farklı düşünene
çekeriz en keskin hançerimizi!
Ey insan, biz neyiz?
Yarattığımız her sorun
tiranlaşıyor zulmün tahtında
o mağrur bakışlarıyla!
Kölelik yapıyoruz bu içi boş tiran parçasına!
Ey insan, biz neyiz?
Sarayların bahçelerinde
çiçek diye yetiştirilen kızgın namlulara
su veren bizleriz!
Gözleri oyulmuş güvercinler uçururuz semalara
ağzında kurumuş zeytin dalıyla!
Ey insan, biz neyiz?
Tuhafız..
Çok tuhafız!
Hatta canlılar dünyasının en anlaşılır
anlaşılamayanıyız!
İğnenin deliği kadar olan aklımızdan dünyayı geçirdiğimizi sanıp
balyozla kıracağımız duvarı kafamızla kırmaya çalışıyoruz!
Ey insan, biz neyiz?
Ve...
Ahhh...
Evet!
Acırız..
İyilik yaparız...
Severiz...
- Hatta ayıptır söylemesi! -
Aşık bile oluruz!
Ama kellemizi de yaptığımız iyiliklerden ve sevgilerden örülmüş
ilmiklerde buluruz!
Ey insan, biz neyiz?
(02 Haziran 2004)
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz