gözlerinde dururdu zaman
baksan derdim
baksan hiç ayırmadan...
ki her seferinde çatlardı hırsından
bendeki hükmünü yitirdiği an...
o an ki
bilinesi değil bir sonsuzluk başlardı ardından
ve işte o zaman
kızıl çığlıklı bir ölüm
tenimi yakarak kopardı dudaklarımdan...
hep dururdun o an
hani az öncesi şafaktan
-öylesi...
yani yasak savar gibi
hani/ zamanı baştan kurar gibi
bakardın...
ve bir düşü döşünden bıçaklar gibi
susardın
ve her seferinde beni boşluğuna asardın...
oysa
oysa dokunsan
konuşsan
bir daha
bir daha doğardım sana/ yeni baştan...
.../...
şimdi
yarı mecnun kurtardım diye kendimi
aşk saydığın talanından
öfkeler biriktirip heybende
timsahlara öykünerek ağlıyorsun ardımdan
-kanmıyorum ya neyse
alışkınım böyle sevgi kılıklı nefretlere-
korkma
döneceğim elbet
akla rağmen /döneceğim
aşkla...
beceremedik madem
aşkı sevgiye dönüştürmeyi
celladına mecbur bir kurban gibi
döneceğim en nihayet
bitiresin diye / yarım bıraktığın işimi