Kaç asırdır rüzgârların sırtından geçiniyorum.
Asgari ücret bir kederle,
Kerbela'ya döndü bu yürek,
Cehennemde kızarttı acılarını,
Bilsen,
Bilsen senden sonra kaç kimsesiz yara doğurdum,
Bağıra bağıra,
Kanamalı içtih/adımla
Hep sana gelen yollar çizdim okul defterimin arka sayfasına,
Hoca seni anlatıyordu,
Ben seni çözüyordum,
Seni topluyordum,
Seni çıkarıyordum,
Seni bölüyordum,
Seni ezberliyordum,
Seni okuyordum,
Seni hıfzediyordum,
Kime eriyordum bilmiyorum,
Senli bir eylem başlıyordu içimde,
sensizliği Allah'ına kadar yaşarken,
Kanlı bir isyanla beynim kalbimi bastırıyordu.
Militan şiirler peydahlıyordum harflerden,
Ve yara bandına emanet lezyonlar.
Hadi bayan sık gözlerini,
Daha sık,
Şarap çıkar bana gözlerinden içeceğim,
Gir koynuma, çırıl çıplak.
Çarşaf bir yana sen bir yana de,
Al beni içine bayan,
Ben gözlerinde sarhoşken,
Daha putperestler bitmemişken köşe başlarında,
İçinin sokaklarında Tanrıydım.
Hadi bir çığlık bas tiz sesinle,
Gökleri yar bana,
Düş erkekliğimi nüfus kütüklerinden,
Ve yaz beni kendine çıplak kelimelerle.
Anlat beni geçmiş zaman çocuklarına,
Bir v/ardı,
Bir y/oktu
Deşe deşe geçti sıratı uğruma,
Gözleri mermi yatağı,
Bana bakınca ana kucağı,
Anlat beni böylece,
Bilsinler.
Hadi bayan tut ellerimi sıkı tut,
Daha bi sık,
Götür beni Mala badi'ye,
Su içir avuçlarından,
Daralt yatakları beraber yatalım diye.
Gözlerin lisanıyla konuş bana,
Ellerinle yokla uzuvlarımı,
Çöz dilimdeki kelimelerin kelepçelerini,
Koş de bana çocuk koş,
Ayaklarının götürdüğü yere.
En kısa tarifti bu, bir tutam tuz yeterdi her şeye...
Nöbetçi_Piyanist
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz