her satır başına değen kalem ucu,
düşünselin fikrî damlası
ilhâmların perde arkasıdır
avuç içine saklanır siyah kaplı vakitlerin yazgısı
şeffaf tomurcuğunda çiçek çiçek kokar tümcelerin zekâsı
harflerin maviliğine teslim olur kışının tam ortası
sonsuz bir
aşkın beyazıyla sabahlar umutların algısı
niyetimin giriştiği şiirsel kazıda
rengi belirsiz amaçların tarih/ten tozu çıkıyordu
mısraların gözlerine takılı mistik mozaikte
tanrılardan kalma tekinsiz bir çığlık
mantığa işli kekeme sualin giz iğnesini kırıyordu
bir insan kaç kez şansıyla doğar
ve kaç sevgili bir sen eder
herkes bilir de
en iyi yazanlar bilir di
aşkı
kadim öyküleri körpe bir bahara teslim etti serencam kenti
her busede güz tüketen asudeye yayıldı balkonların nefesi
beklentinin yoktu arafesi
atinin koynunda büyütürdü ânı
aşkımızın gör/kemsiz hikayesi
muska taşlarıyla kırıldı göğün penceresi
yıldız bastık yüreğimize
yağmur yağmur birikti ay kırmızı
gümüş bir hüzzama aktı sevdanın demi
adı
aşktı umarın..her adı/mı sevi
vuslatın sarı saçlarından
güneş topladı tutkunun çocuk elleri...