Lal olduğuma bakmayın
Aslında çok konuşan biriydim
Ağladığıma bakmayın
Aslında ben çok gülen biriydim
Lal oluşum dile gelemediğimdendir
Gözyaşlarım yare dur diyemediğimden
İçtiğime bakmayın
Aslında ben içmeyi sevmem
Kafayı bulunca içimi döktüğümden içerim
Geceleri gezdiğime bakmayın
Aslında ben güneş her açtığında
Onun kapısında beklerdim
Dedim ya bakmayın bana
Ben bir deli divaneyim
Sevdam uğruna avareyim
Dünyama duyurduğum sevgimi
Birtek ona söyleyememiştim
Adını bile bilmiyordum oysaki
Bilmediğin içinde bir isim takmıştım ona
Adını
Aşk-ı Lal koymuştum
Duymayan tek oydu ve duymayan
aşkımdı
O yüzden böyle koymuştum adını
Mevsimler hızla değişiyordu ona bakarken
Yıllar sular seller gibiydi
sanki Ona bakınca herşey daha hızlı hareket ediyordu
Tıpkı kalbimin hızlı çarptığı gibi
Zamanın farkına varamamışım
İkimizde eskisi gibi değildik
O büyüdükçe güzelleşmiş serpilmişti
Ben ise eski ben değildim
Saçım sakalım iç içe karışmış
Bir ayyaş gibiydim
Birgün evlerinin önünde yine bekliyordum
Bir an gözlerim evlerinin önünde büyük bir kalabalığı görünce
Tıpkı düğün alayı gibiydi dememe kalmadan
Zılgıtlar çekildiğini duyunca
İşte o gidiyor duymayan
aşkım gidiyor dedim
Ve o an dünyam zifiri karanlık olmuştu
Hiçbirşey anlam taşımıyordu artık
Kendimi iyice bırakmıştım
Ne kuşların cıvıl cıvıl sesleri
Ne sabahların neşesi
Ne çiçeklerin güzelliğini farkediyordum
Hiçbirşey bana tat vermiyor ve gülemiyordum
Çünkü
aşk-ı lal gitmişti ve ben bitmiştim..
YAZAR MEHMET SAİT AKÜZÜM DÜZENLEMEYİ SEVMEDİĞİMDEN YİNE BÖYLE HİKAYE TADINDA BİR PAYLAŞIM YAPMAK İSTEDİM SİZLERE DİLERİM BEĞENİRSİNİZ SAYGILAR KALEMİ KIRIK MEHMET