düşürmüyor mu dehşete
yüzüne gün değmemiş su
buğusu aynalara mevhûm pusu
tabîatım sen diyordu türâba
derinine sığındıkça o tabîrin
iki nehir arası boğulmak burası
çoğaldıkça sesinde titrer telâffuz
sesinde seylâb usûl
sesinde mâî mahfûz
yalazlanır serinlik
düğümlenir karanlık elleri
zaman her zamankinden diri
ân’ı öldürdük bileli
dillenir de yakarır dilim
"görmedim. duymadım. söylemedim. "
gelmesin tek zarar ziyân - yanarım -
göze.gönle.ömrüne.
sîneye serptiğim sîm misâl
ateşbâz damlası su
yanar ha yanar cümle nefes hû
dönsün kâinât
dönsün
aşk mâî
rengine sevdalı gece kelebeği
sanılırsa ...
...