Gecenin tırnağından ayrılırken eti
gözü yaşlı aşık maşuk
son bir kez pus ediyordu
tan yeri ağarırken faş ediyor ayan beyan sevgilileri
sen yazdın diyerek okudum, ne hikayeler kurdum
ne hayaller
ben sen değildim
sen de ben
yalnızca
aşk'tık biz
ne çok duygulandım
yeri geldi ağladım
yani ilk kez yaşadım
yaşadım sevgili
sınırlara çiçekler ektim
gülümsedim her gördüğüme
sonra seni gördüm
gökte hilal de sus pustu
dilsiz gibi lal
sınır boyunda yürürken
bir ısırgan daladı ayaklarımı
her taraf bozkırdı her taraf çöl
öl artık hayat öl dedim
zaten onsuzluk ölüm
tamamladın mı dedi ömrünü buy/urgan bir SES
sonra sükunete erdi her taraf
bitti tufan gibi
kanat çırpıyordu Leylekler
patlıyan bir kuş tüyü yastık sanki
tüy yağdı gökten sızılı
kırık beyaz
intihar eden güvercinlerin tüyleri miydi
göç vakti miydi yine
göğe baktım o da sus pustu
sonra ateşten ayrıldı kül
ay sıyrıldı buluttan
köz ateşin durulunca
kapladı üzerimi yıldız işlemeli atlas bir yorgan
üşürüm kaygısıyla o bembeyaz meleklerden
armağandı göklerden
yeniden kucaklaştı akşam ve gece
ateşe erdi kül
sıradanlaştı her şey
kendinden göçün vaktiydi
kesildi kainatın sesleri
bitti tufan
15/Haziran/2013/Cumartesi/Bodrum
Yüksel Nimet Apel