Sevda yongası sisli bir akşamda 
Kolunda kör topal birkaç hatıra 
Düş ıslak kaldırımlarına bu şehrin 
Saatlerce yürü içinde türlü hüzün 
Akşamın kızıl korları yaksın içini 
Devinsin gözlerinde hatıralar 
Ya böyle yağmurlu akşamlarda mutluluk 
Ya da oturup ağlamak bir soluk 
İçime sığdıramadığım her kederde 
Boşanıp çağlayıvermek oluk oluk 
Ey çınar duruşlu küçük çocuk 
Ko titresin hıçkırsın dudaklar 
Albümden kalma bir akşamında 
Düş yollarına bu şehrin yürü bir başına 
Dökülsün avuçlarından solgun zamanlar 
Sonra bir an dur, bak etrafına 
Sessizce karanlığa haykır: 
'Tükeniyor içimdeki mum ağır ağır! ' 
Yalnızlığını duy kalabalıkta 
Sen de karış git şu insan seline 
Ve hatta yıkıl öl ortalıkta 
Nazire yaparcasına sevgiline 
Doyasıya iç tükenişini damla damla 
Son demlerini talihsiz ömrünün 
Son perdesini oyna bu akşam 
Yıllara sığmayan tragedyanın 
Yüreğinden bir kadeh daha doldur 
Şerefine de kahpe dünyanın 
Çılgın sessiz alkışlarla 
Ağır ağır insin perdeler 
Korkmadan bak bir kez de 
Tanımadığın zalim yüzlere 
Ve hatta intikam alırcasına 
Dik gözlerini gözlerine 
Bas küfrü gitsin, sat anasını 
Susmakla ne geçti eline 
Hani bir 
aşk şiiri okurdun ezberden 
Yine mırıldan o şiiri hafiften 
Acının yüreğini dağladığı yerden 
Sessizce çöküyor yine gece 
Nesine kaldın be hey serseri 
Al git başını bu şehirden...