Buz gibi bir yazgı bıraktın bana 
omuzuma ağır geldi.
Dayanamadım dayandıramadım kendimi 
kara günlerle geçirdim hayatımı 
bir susuştu gidişin.
Konuşamadım, konuşturamadım. 
Gölgenin masumiyeti süzülüyor. 
Bıraktığın bu kente 
bir sana ağladı bir sana yandı bu şehir 
gitmişsin yar bir sabah 
ansızın fark etmedim.
her defasında aldandım sana.
Bir kere olsun anlamadım gidişini.
sen yokkende aynıydı herşey 
bir çay içişini özlüyor köprüler 
birde bakışını nehir nehir 
kankustu sensizlik bana 
bayram günlerinde buldum kaybettiğim seni 
yok olmuşsun yar 
içimi ters çeviremedim 
gülemedim yüzüne gamzelerimle 
güldürmedin beni o gül yüzüne 
bölünen her kuytunun içinde 
bir kıpırdanış hissediyorum 
mahallenin köşe başları kalmadı beklemekten seni 
korunu düşürdüğünden beri içime 
yaşamıyorum yaşatamıyorum hasretini 
kalbimin en derin ağrıları oluyorsun 
perişan ediyorsun
Yosun tutan bu kenti 
kaldırımlar eriyor gözyaşlarımdan 
bak ben hala 
hazmedemiyorum yediremiyorum içime 
terkedişini 
hiç düşünmedin beni 
gittiğin an bölündüm sokaklara 
sevdalarımı peşkeş çektim 
en kalleş arzulara 
vurdum duygularımı 
aşkların tam ortasından 
bitmedin bitiremedim 
sen olmadan alıp başımı gidemedim 
gelsen diyorum bazen 
görmesem seni ama hissetsem 
bir sana ağladı bir sana yandı bu şehir 
çay içişini özlüyor köprüler 
birde bakışını nehir nehir 
kulelerin endamı vuruyor dalgalara 
ne heybetliymiş seni sevişim 
kahır mahallesinin 
sevda sokağında oturuyorum şimdi 
kimsesizlerin dert ortağı oldum 
bir sen yoksun, 
anlayamadım sebebini çoktan gitmişsin.