Ayrılıkların puslu aynasındadır 
bekleyişlerin solgun yüzü
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
damıtır sessizliği ve üzüncü 
damıtır gurbetin kavruk memesinden
ve emzirir
hasretin yanık yüzlü çoçuğunu 
Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi 
başını zamanın göğsüne koy 
ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini 
Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür 
usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü
ve düşecektir ince bir rüzgarla
hüznün harmaniyesi
Ey yenilgilerin bezgin kuşu
suskunun sarı sıcağındasın bunca zaman
bataklıklardan sızan sinsi ve pis
bir kokudur içinde tortulaşan kuşku
Ve bulutsu bir ağırlığın yüküdür 
gittikçe ağırlaşan
gittikçe yüreğini zonklatan
Sen ki şafağın göğü müsün 
imbikle göğsünde göğün sütünü
ve emzir sönmekte olan yıldızları 
sonra başını solgun bir demet gibi hasretin kuru dallarına koy
dinle köpüklü kıyıların çağlayanını
imbatın serin elidir yüzünü okşayan
Güneşi kopar dalından ellerine al
ve durmadan canını yakan sözü 
bitir şiirin kalbine
akıt artık umudun billur ırmağını
kavruk çölüne yüzümün 
ve bir sevda gibi yanaş
hayatın kıyılarına
Yoksa ey kalbim
tel bile olamazsın şiirin sazına 
               
                  
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
      
                     Yorumlar
               Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
               
Yorum Yaz