Bir ayrılığın manifestosu bu kulaklardaki
Varlık ertesi yoklukların
Kucak açtığı sevdaların başlangıcı
Ve fahişe kaldırımlarda ağıt tutan
Aşkı dileyen âşıkların çırpınışları kadar
Sahteleşmiş bir hayat biçimi...
İlk adımımı atıyorum şimdi bu sokaklarda
Avuçlarımın teninden yoksun haliyle
İçimde bir nefret körüklenmekte
Ne yas ne de yaş var gözlerimde
///İlk serseri yürüyüşüm
İlk naralar atışım sensizliğin demiyle///
Öyle zor da değilmiş hayat aslında
Serbest ilişkilerin günlük tadında bıraktığı bir hazmış
Oysaki sevdayı yüce bilirdim
Gözlerinle buluştuğum her dakikada
Mahremden yoksun çırılçıplak hissederdim kendimi
Ve nedense;
Başımı hep öne eğerdim
Yüzümdeki kızarıklığı görmemen adına
////Şimdi anlıyorum da senin bakışlarına yüklediğin o anlam
aşina olmadığım sevgilerin yansımasıymış...///
Her dokunuşunda yüreğimde bir kıvılcım
alev alırken,
Titrerken bedenimin en soluksuz yanları
Sen faili meçhul fantezilerin içinde
Bir b
aşka bedenin hayalinde tutuşurdun...
İşte şimdi daha iyi anlıyorum....
.......
Senin için
AŞK;
B
aşka bedenlerin ıslak tenlerini hayal ederek
Yanındaki yabancının terini solumak kadar
İğreti bir duyguymuş...
Oysa;
Aşk bir elmanın şehvetine kapılıp
İnkar edip tüm gerçekleri
Daha da kutsallaşması adına sevdanın
Cennetten kovulmak pahasına
Yakıcı bir duyguymuş...
Ve işte bundandır;
Acının musallat olduğu bir hayattan kovulmuşluğum...
EsRa...