On sekiz yaşında sana rastladım , bir anda benliğimi kapladın.
Dostluğu , sevgiyi , mutluluğu sende buldum , seninle tattım.
Sen ayaklarını yere hep sağlam bastın , bense hep hayal kurardım.
Yılmadın , usanmadın , en kötü günümde bile hep yanımdaydın .
Her düştüğümde sen tuttun , başımı kaldırdığımda karşımda hep seni buldum.
Beni yaşatan , beni yeşerten , beni ısıtan , beni hayata bağlayan hep sen oldun .
Aldığım nefessin , içtiğim su , gördüğüm gözümsün , çarpan yüreğim.
Seni seviyorum demem , yetersiz kalır , sana haksızlık olur ,
Bendeki seni , sana anlatmaya yetecek cümle bilemiyorum nasıl kurulur. .
Aradan yirmi küsur yıl geçti , bu gün yüreğimde halâ aynı sıcaklığı taşıyorum.
Yıllar her şeyi yozlaştırdı , eskitti , yaşlandırdı , tüketti , bitirdi.
Yalnız , sevgim halâ , on sekizinde , halâ genç , yıllar bir onu tüketemedi.
Senden , bir gün ayrı kalmak bin yıl gibi geliyor , adımlarım beni hep sana getiriyor.
Geçen yıllar bu bedeni de eskitti , sakallar ağardı , saçlar çoktan veda edip gitti.
Sırt kamburlaştı , yüz kırıştı , artık yaşlı bir adam bakar oldu , aynadan yüzüme.
Her zor günümde yanımda olan yarim , buna sen de bir şey yapamazsın ,
Elinden gelmez , gücün yetmez kadınım , ömre ömür katamazsın .
Bunları söylüyorum diye , sakın ölümden korkuyorum sanma .
Hiç bir zaman , ölümden korkmadım , korkmuyorum ,
Gençlik
aşkım , kadınım , canım senden ayrılma gerçeği , yok mu .
İşte bu benim en büyük korkum , ben sensizlikten korkuyorum.
29 Aralık 2003