Küçücük bir tohumdu bu
aşkİlk seni gördüğümde düşmüştü, gönül toprağıma
Öyle sevmişti ki yerini
Zamanla sarmaş dolaş olup da, karışmıştı toprağa
Onu öylece sakladım ki
Ne çürümesine izin verdim, ne de yok olmasına
Çok özen gösterdim
Unutmamak için onu, bir başına toprağın altında
Yıllar geçti aradan
Ve yine ilk gün gibi, sen çıkmıştın karşıma
Değişmiştik ikimizde
Ne ben eskisi kadar suskun, ne sen yanımda
Yıllar geçmişti
Gelmişti artık gönülde saklı tohumun, toprakta
Filizlenme vakti
Çocuk değildik artık, büyümüştük aynı zamanda
Ve zamanı gelmişti
Filizlenen
aşk tohumunun, sana sırrını açıklamaya
Günlerden bir gündü
Biraz soluk, biraz buruk, biraz ürkek, biraz korkak
Ve her şeye rağmen biraz cesaret
Sadece o mahzun gözlerine bakarak
Dedim ki;
Bir tohumu, ne olur toprağa saklasak
Dedi ki;
Zamanla filizlenir, topraktan çıkarak
Dedim ki;
Sonra ne olur, düşüncelere dalarak
Dedi ki;
En fazla gül olur, beni alaya alarak
Peki dedim;
Bu tohum
aşksa ve açan gül sensen eğer
Zamanı gelmiş midir, bu
aşkı açıklamanın
Bulmadı bile bu
aşkı, düşünmeye değer
Sonra son sözünü söyledi, o anın ve zamanın
Sen bu
aşkı sakla, gülü de b
aşkasına ver
Ağlıyorum;
Şimdilerde tuttuğum, solgun kırmızı bir gül,
Elime batan dikenler, toprağa damlayan kan
Ey kadere küskün yüzüm, gülebiliyorsan gül
Bir daha
aşk yetişmez, gönül oldu kan revan
Sadece bir tek kökü kaldı sana hatıra, ondan
Merak etme gönül, çürütür elbet onu da zaman
Şiirime ses veren Elif Reyya Naz ve Işık Arsoy'a Teşekkürler...