Kıyı dalgalarımın ruh esintileri karışmış
Yokluğunun ghiamoura titreyişlerine
Yorgun omuzlarda hayat cilveleri
Düşen aklar misali akşama dönüşlerdeyken
Bir el uzantısı kadar dokunası sevdalar
Kördüğüm rüzgarlarına eşlik ediyorlardı
Terennüm eylemekteyken kardinal kuşları
İnmekte mehtap lûtfuna sevdanın
Yıldız kaymalarına duacıyken niyetler
Gezinti dinleyişler sarıyor şavk vurgunu geceyi
Güneşin suya reveransı
İbrişim örmelerinde oynaşırken
Nazende kahkahaların şehvetinde
Gün vedasına hazırlanıyor …
Karanlığı yırtmakta bir çakar almaz öfkesi
Sarmakta muhabbeti erguvansı hüzmeler
Anmaktayken gönüller mazi güncelerini
Bir düş sarar imbat üstü neyzen fasıllarını
Biri saçlarından süzülen
İki yağmur damlası saklanmış cepkenime
Aşk yazılırken senden yana;
Ruhunun güldüğü anlardaki gözyaşın
Papatya fallarında ebelenmenin nihanı
Derinliklerindeki arayış voltalarıysa
Açılan güllerin şiirsel hayalleri gibiydi
Söyle
Geçerken ahir hayatımız beyhude
Çok mu pişmandık onurlu bakışımıza
Söyle
Öyle boynu bükük uzanırken
Suzinak Düşgenlere
Çok mu erkendik birbirimize…
Işın ERGÜNEY
Suzinak : Türk Müziğinde bir makam. Farsça anlamı “Yakan” dır
Ghiamoura : Trabzon yöresinde oynanan bir horon çeşidi
Terennüm : Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme.
Hüzme : Işık demeti
İbrişim : Kalın ipek iplik
Kardinal kuşu : Ötücü bir kuş türü
Nihan : Gizli