Her bahar gelişinde kırlarda uçuşan,
rengârenk kelebeklere benzetiyorum seni.
Ömrünün kısacık olduğunun farkındasın,
bu yüzden sana verilen hayatı,
doyasıya yaşamak istiyorsun.
Yeşile sevdalısın, aydınlığı sever,
karanlıkta kaybolursun.
Özgürlüğüne düşkünsün,
hapsedilsen soluyorsun.
Kıpır kıpırsın,
yerinde duramıyorsun.
Sana el uzatanlardan hoşlanmıyorsun.
Barışçılsın,
kavgalardan kaçıyorsun.
Belli ki sende benim gibi yalnızsın,
kimbilir belki de insanlardan bu yüzden uzak duruyorsun.
Sana zarar vermelerinden endişelisin.
Bende insanım ve tek korkum,
beni de b
aşkaları gibi algılaman.
Öylesine telaşlı ve ürkeksin ki,
uçup gidersin diye sana yaklaşmaktan korkuyorum.
Zarif ve narinsin,
kırılmayasın, incinmeyesin diye sana dokunmaya kıyamıyorum.
Sırf bu yüzden, o cana can katan güzelliğini,
sana hissettirmeden, yalnızca uzaktan seyretmekle yetiniyorum.
Sevdiğin halde sevdiğini söyleyememek,
seven biri için en büyük işkence de bu olsa gerek.
Ama şunu bil ki,
uzaktan da olsa,
seni ölümüne seviyorum ve seveceğim...