Delfi yada Partenon,
Kudüs yada Mekke farketmez,
Hem öyle uzun boyluda değil,
Belki de “Tanrının unuttuğu” diye tabir olunan,
Bir kent, bir semt yada bir mezra,
Belki görünmez, duyulmaz bir iklim.
Bilir misin?
Çiğnenmiş minik patikalardan ulaşır insan,
Cebinde oyuncak gibi,
Uygarlık emziren kanguru,
Koskocaman kentlere.
Bilir misin?
Yüreğin meshi-yıkağı-,
Ne tapınak, ne kutsal belde,
Üç,beş yanılgı sözcük
Ve gerisi
aşk,
Sadece
aşk.
Ona ulaşmak için,
Ne yan gelip devrilmiş Şakyamuni Buda,
Ne gizlemiş fotoğraflarda yüzünü Peygamber,
Türlü düzmece Tanrıların arasından seçmek,
Tek ve gerçek olanı,
Tek ve gerçek
aşkı.
İşte o, ne çok uzakta, ne görünmez, ne giz,
Saf gerçek, görülen, seçilen, en kör gözlerle bile.