Sayfalarında hicran bestelediğim,
ıssız raflarımın tozlu defterleri arasında buldum sana bu şiiri.
Her satırında terk ettiğin yeri kanatan
yalnız bir gencin buruk yakarışı yatıyor.
Öylesine susuzmuşki o zamanlar sana,
her gördüğünde kör olmuşcasına
tozlu kiremit kokulu sokaklarda
Önüne neyin çıkacağını bilmeden
serseri savurgan bir sevinçle
mutluluğun acı narasını atarmış.
Hangi köşe başından dönse,
karşısına çıkan ayrılığa meydan okurmuş gibi,
ıslıklarına gizlediği gözyaşlarıyla Allah a ettiği duaları,
Tükenmişliğine siper edermiş...
Sen hiç bilmeyecek olsanda
O en sevdiğiniz şarkıyı,
Yüreğindeki soy ağacının kökü yapıp
Saydam gözlerindeki nehirle sularmış.
Tenine değilde terine dokunmaya çalışanlara inat,
O en saf haliyle,Birgün sevecek diyerek
Çöl ortasından topladığı gelincikleri yollarına serip
Mahkum bakışlarıyla,yitik eylül akşamlarında seni beklermiş...
Şimdi bakıyorumda
Öyle bir vicdan bırakmışsınki bana,
Kapımda küfür ettiğim dilenciler
Avlusundan geçip gittiğim camiler
Yüzlerini görmek istemediğim komşular
Ve yarın öderim deyipte,
Bir daha asla uğramadığım esnafların ızdıraplarını içtiğim içkileri,
Benim değil senin günahların...
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz