Bugün 29 Mart 2024 Cuma, aylar biter, aşk bitmez.

Ustalardan Şiirler



I

Karanlığımda cılız ve titrek bir ışık oldun çocuk
birazcık sevinç birazcık coşku birazcık umut oldun
sonra bolca hüzün bolca keder bolca mutsuzluk
karanlığıma titrek ve solgun bir ışık oldun çocuk
ah ne yazık ne yazık karanlığımda boğuldun
oysa kimse beni senin kadar düşünmedi çocuk
ah ne yazık ne yazık karanlığında boğuldum
oysa kimse seni benim kadar düşünmedi çocuk

aşkın yarısı yüzün, diğer yarısı da hüzündür çocuk
yüzüne yaslandım hüzün kesildim bunu hiç bilmedin
oysa kimse seni benim kadar düşünmedi bunu hiç bilmedin
ilk önce sen bıraktın kimsesizliğimi
gözyaşlarıyla sulanan aptal ve yanlış ihtilaller uğruna
sonra kalkıp aşk adına tiksinç yanılsamalar yaşadın
bilmez misin ki tenin tene sürtmesiyle aşk yeşermez
terli ve kirli tenlerin sürtüşmesinden fışkıran aşk değil, fuhuştur

ellerinizle, yüzlerinizle, gözlerinizle, yüreklerinizle, hiçbir işe yaramayan büzüşmüş beyinlerinizle tepeden tırnağa kirlisiniz; baştan sona tüm hayatınız kirli. Bağışıklık kazandığınız kirleriniz arttıkça başkalarına bulaştırıyorsunuz; yılan gibi zehrinizi insanlara akıtıp duruyor, sonra da onları yutarak, içinizde boğup öldürüyorsunuz.

sokaklara atılmış, unutulmuş çocuğum çocukluğum benim
sana ben kirli kentlerin yaralı ve sessiz göçmeni diyorum
bütün aşklardan ve ilişkilerden yanık ve yenik çıkmış sürgün bir şizofren diyorum
sana uzlaşmaz çelişkiler toplamı diyorum
sen ki hayatın çirkin tanrısına kafa tutansın
sen yalnızlığın ve hüznün yatağından
insanlığa yalınayak yürüyen
bir uzun yürüyüşçü militansın
sen insansın ah sen ne insansın
sokaklara atılmış, unutulmuş çocuğum çocukluğum benim
aşkları ve düşleri bozguna uğratılan talihsiz çocuğum benim
yaşından büyük ve küçüklerle oynadığın oyunları hep ciddiye aldın ve hep yenildin
şaşkın ve yapayalnız hıçkırıklarla kendini avutup durdun
kanayan çığlıklarını paslı gecelerin karanlığına saplayıp durdun
tüm atar ve toplardamarlarını kesen celladındır yüreğin
usanmadın yüreğinden bıkmadın celladından
murdar mutluluklarla aşkları bir ganimet gibi
Kordon sefalarında alkole batırıp boğanlara yenildin ama yanılmadın
her sözünün bir karşılığı vardı hayatta
"fossmodern " aşklar yaşayan piyasa piçlerinin
feodal diye suçladığı o güzel beynini ve yüreğini öpeyim çocuk

aşkın yarısı yüzün, diğer yarısı da hüzündür çocuk
sesini suskunluğuna, hüznünü yüzüne, yüzünü hüznüne gömüp duruyorsun
kendine hep hüzünlü aşklar buluyorsun
bulduğunda da kaybettiğinde de hüzne boğuluyorsun
hiçbir şeyi anlık yaşamıyor, her şeyin kalıcı olmasını istiyorsun
biliyorsun ki anlık şeylerin anısı yoktur
ama yine de yanılsamalı da olsa anlık şeyler yaşarlar
onların anlık şeyleri gibi anıları da küller gibi yapraklar gibi
savrulur durur küçük esintilerle
cılız ve titrek bir ışığın anısı olmaz çocuk olmadı çocuk

cılız ve titrek bir ışığın anısı biraz incinmişlik, biraz yalnızlık, biraz arabesk acemilik, biraz yaşanmamışlık ya da yarım kalmışlık ve sonra biraz yeni bir ilişkiye sinsice alaturka geçiş faslı ve ardından vicdan aklama operasyonlarıyla örtülmeye çalışılan bolca vefasızlık, bolca belleksizlik ve bir ömürlük unutu(lu)ştur
cılız ve titrek bir ışığın anısı hovardaca harcanan zamanlardır / harcanmışlıktır

II

Bırakıp bırakıp arama da, bulup bulup yitirme de baştan sona yalandır
oyundur çocuk
ağlamalar da, gülmeler de, gidip gidip gelmeler de oyundur
oyunlarla yaşamaya gerekçeler bulmak da yalandır
oyunlarla birlikte yaşam da yalandır, oyundur
artık yüzler de, gözler de, sözler de yalandır
sevmek de, sevişmek de, üzülmek de, sevinmek de yalandır
hayattan malulen erken emekli olmuş bütün hayatlar yalandır

yalanlarla ve yanlışlarla malul hayatlar, hayata tutunamayışın ve erken emekli oluşun acısıyla acı hüzünlerini ve yalnız gülüşlerini gizledikleri yalanlarını ve yanlışlarını - evet sadece bunları - pohpohlayıp, paylaşıp dururlar ve korkunç bir mistifikasyonun utanmazlığında boğulurlar

yalan yanlış ve kısır hayatlardan uzak dur çocuk
doğurgan memeleri olmayan, kısır ve frijit hayatlardan uzak dur
her gün ama her gün kendi hayatlarını öldürenler seni de öldürürler çocuğum
veba bulaşıcıdır vebaya bulaşma çocuk
vebalı hayatlar sevmeyi bilmez sadece bulaşır ve öldürürler
çünkü var etmeye değil, yok etmeye endekslenmişlerdir
onlar yaşatmayı bilmezler çocuk, sadece öldürürler
insanal olan her şeyi yavaş yavaş öldürürler
kendilerince çok haklı gerekçelerle öldürürler
niye hep öldürürler biliyor musun çocuk
yaşayıp, yaşatamadıkları için çocuğum
onlar hiçbir şeyi yaşayıp yaşatamazlar
bunun için yaşanan ve yaşatılan her şeye düşmandırlar
gürül gürül akan hayatın kıyısında köşesinde kaldıkları için
hayatı yaşayamadıkları için hayata düşmandırlar
kendilerini yalan yanlış şeylerle avutmaya çalıştıkça yalnızlaşırlar
gözlerini hırs bürümüştür, yükselmek, hep yükselmek isterler
kıç baş yalamaktan yalama ve yalaka olurlar ama yükselemezler
hep ama hep yanlış kulvarlarda koşup dururlar ama bir türlü yükselemezler
her gün ama her gün kendilerini öldürüp dururlar
kırık dökük, yalan yanlış ilişkiler yaşarlar
baştan aşağı yalan dolan hayatlar yaşarlar
onlar sevgiyi hiç ama hiç bilmezler çocuğum
sinsi ölümlerden, yanlış hayatlardan uzak dur çocuk
oltayı nereye atacağını öğren artık çocuğum
oltasını bataklığa atan solucan, denize atansa balık tutar
oltanı bataklığa atma ve ağlama çocuk
yanlış insanlarla oynama, oyalanma çocuk
evet, doğru insanlar yanlışlar arasında boğulmuş
evet, değerler erozyonunda tek tip insanlar var
evet, etik ve estetik şu an için dışlanıyor
evet, şu an için insanal olan her şey ilkel sayılıyor
ama insanlar boğulsa da bunalsa da varlar
soytarıların cirit attığı bir ortamda insanlar evlerine çekilmişler
ama varlar... üzülme çocuk ağlama çocuğum
bunu bil çocuğum her şeyi yıkan ve yapan biziz
biz yine geleceğiz ve dünyayı güzelleştireceğiz

faşizm insanların kendi özel hayatlarında hüküm sürüyor
aşk ilişkisinde bile faşizmin sinsi damgası vardır
faşizm hayatın her alanında vardır
işte en başta günlük hayatta faşizmi yıkmak gerekir çocuk
faşizm yıkıldığında yanlış hayatlar da bitecektir çocuk
işte o zaman aşkın yarısı hüzün olmayacaktır çocuğum
işte o zaman salt aşk, gerçek aşk yaşanacaktır
aşk adına insanlık adına yaşa çocuğum
yalan, yanlış ve yalnız hayatları ortadan kaldırmak için
insanal olan her şeyi yaşamak ve yaşatmak için yaşa çocuğum
biliyorum uzun bir süre yalnızlığınla yaşayacaksın
gözbebeklerine çöreklenen hüznünle yaşayacaksın
incinmiş, gücenmiş ağıt gibi yüzünle yaşayacaksın
acılı sözlerinle, öfkeli, onurlu, kederli sözlerinle yaşayacaksın
a be güzel çocuk, insan çocuk, yıkık ve yalnız çocuk
acı da, hüzün de, coşku da, mutluluk da en güzel yakışmaz mı sana
sen bunların hepsini sapına kadar yaşamadın mı çocuk
şimdi güdük ve hödük bir yaşamı kabullenmeyişin de bundandır
kör ve yalancı aynalarda, kör ve yalancı bakışların asılı kalmasını bağışlamayışın bundandır
bundandır yalnızlıklar ve yanlışlıklar toplamının bir araya gelerek
yalnızlıklarını ve yanlışlıklarını çoğaltmak için kolay anlaşmalarını bağışlamaman

aynı elbiseleri giyip, aynı müzikleri dinleyen, aynı kitapları okuyup, aynı cümlelerle konuşan tek tip alışkanlıkların aynı tornadan çıkmış tek tip insanları aynı duygu ve düşünceleri paylaşıp duruyorlar onursuzca. Hiçbir etik ve estetik değeri olmayan, durmadan aşınan, durmadan eskiyen ve eskidikçe eksilen, bir yalnızlık anıtı gibi duran, bit pazarlarında alınıp satılan eskimiş eşyalar gibi hayata yenik düşmüş yılgın, yorgun ve yalnız yaşantıların küçük ayrıntılarının labirentlerinde kaybolan genç ama tükenmiş ömürlerin tatsız tuzsuz, yalan yanlış konuşmalarında da, hep bir boşluğa düşen o yanlış ve yalnız susuşlarında da bir derinlik, bir bilgelik, bir yaşanmışlık, bir hikmet arama çocuğum. Onlar ki sevgiden de, sevişmekten de hiçbir şey çakmayan yüreklerin ve bedenlerin azabını ve ayıbını yaşar dururlar bir ömür boyu. Frijit yüreklerin ve frijit bedenlerin işkencesini bir ömür boyu yaşarlar acıyla ve onursuzca. Tüm ama tüm ilişkileri yalanla, yanlışla, yalnızlıkla doludur!
. Hiçbir şeyi tam anlamıyla ve derinlikli yaşayamadan bitirirler. Biterler. Her şeyi ama her şeyi gizli bir acı olarak yaşarlar. Hep bataklığa attıkları oltalarında solucanlar bulurlar, en sığ sularda bile boğulurlar. Denizleri ve hele okyanusları hiç bilmezler. Bir bataklıkta çırpınıp dururlar ve çırpındıkça batarlar.

III

Evet, kendini seviyorsun ama kaç kişi gerçekten seviyor ki seni
hep başkalarının acısıyla kanıyor yüreğin
ama kaç kişi senin için yanıp yakılıyor ki
hep sen mi yorulacak, hep sen mi verecek, hep sen mi üzüleceksin
peki senin yüreğini kim avuçlarına alacak
kim gözbebeklerindeki yalnızlığı öpecek çocuk
kendine arkaik ilkelerden oluşan kırık dökük bir düşler sığınağı kurmuşsun
bu düşler sığınağının tapusu olmadığı için yıkılmak isteniyor postmodern zabıtalarca
senin düşler sığınağın acı gerçeklerle toslaştığında yara alıyorsa
daha hırsla, daha hınçla gerçekleri değiştir çocuğum
gerçeğin asit yağmurları yüreğini bunaltıyorsa yerini değiştir
gerçeklerin acısına ve bunaltısına, duyarlı ve yufka bir yürek dayanmaz çocuk
hayatın gerçeklerine gerçekçi bir yürekle karşı koyabilirsin ancak
bunu yaptığında bu yürek kanamaz ki durmadan
zayıf, kırılgan ve yalnız damarlarını iptal etmeli, kanamayı durdurmalısın
başkalarının acısını yaşayarak kazanmalısın
yüreğin avuçlarında başkaları için savaştın ve savaşmalısın
onlar yalnızlaştıkça sen çoğalmalısın çirkinleşen güzelliklerde
başkalarının acısını yaşadıkça güzelleşeceğini bil çocuğum

acılara git çocuk acılara git acılara
acılarla acılara acılarla acılara acılara...

 
0 oy, 0.00 puan

Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri


Yorumlar

Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Adınız:
Mesajınız:
 

Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021